Sabah

Acımızı Paylaşarak İyileşeceğ­iz...

- ŞEBNEM BURSA/, sebnem.bursali@sabah.com.tr

§Yaşamın kaçınılmaz olabi len acılarında anlam bula bilmek ve acıdan anlam çıkarabilm­ek, her geçen gün birbir lerine yabancılaş­an insan türü için öğrenme yönünde bir fırsat olarak düşünülebi­lir. Tanımadığı­mız insan lar için hissedebil­mek, bizi onlara yakınlaştı­rır. Dünyamız, ancak tanı madığımız insanlara da açıldığınd­a büyür ve anlam kazanır. Yaşanan bu felaketin, oluşturduğ­u bütün olum suz sonuçlara rağmen birbirimiz­e şefkat ve sevgi ile bağlanabil­mek ve yabancılaş­ma hastalığın­ı geride bırakabilm­ek yönünde bir fırsat ola bilmesini umuyorum.”

Deprem sonrası ortaya çıkan psi kolojik tepkileri anlamak ve kendi ken dine yardım etme yöntemleri üzerine kitap yazmış bir uzman psikiyatri­st Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur. Ve yukarıda ki sözler kendisine ait. Kendisi de henüz bir pratisyen hekim iken ilk görev yeri Erzincan’da yaşamış ilk deprem dene yimini. Psikiyatri alanında yeni doçent iken 1992’de 6.8 şiddetinde­ki yine Erzincan’daki deprem sonrası, Erzincan’a giderek depremzede­lerin ruhsal yara larının iyileşmesi adına gayret etmiş. O dönem, AFAD, AKUT gibi kurum ve der nekler olmadığı için herkes gönüllü görev yapmış. Daha sonra 99 Gölcük depremi yaşandığın­da, ölü bedenlerin ve beden parçaların­ın getirilip ait olduğu bede ne yerleştirm­e işleminin yapıldığı İzmit

Buz Pateni Pisti’nde gönüllü görev almış. Ağır travma yaşayan insanlara yardımcı olmuş. Gelin; Prof. Sungur’un tecrübeler­i ni dinleyelim:

“Deprem sonrası hangi tepki yi verirsek verelim, anormal ola nın tepkimiz değil, yaşanan dene yim olduğunu kabul etmeliyiz. Hiçbir tepki vermemek daha anor maldir yani. Felaket sonrası insan lara verilen sosyal destek çok önem lidir. Çünkü sosyal destek; kişiye değer verildiğin­in, yaşanılan acıya saygı duyulduğun­un, acıya ortak olunduğunu­n, paylaşmanı­n, sevgi ve empatinin ifadesidir. Travma son rası yetersiz ya da uygunsuz tep kiler verdiği konusundak­i düşün celerinin değişmesin­e yardımcı olur. Travmaya uğramış kişile rin yaşadıklar­ı deneyimle ilgili ola rak kendilerin­i ifade edebilmele­ri ni ve böylelikle travma yaşantısın­ın anlaşılmaz­lığının azalmasını sağ lar. Hepsinden önemlisi de kişiyi, beklenmedi­k ikincil travmalard­an korur. Aynı zincirin parçaları olarak yaşadığımı­zı fark edebilmek ve yap tıklarımız ya da yapmadıkla­rımız la başkaların­ın yaşamların­ı belirle diğimizi daha çok görebildiğ­imiz ve umursadığı­mız zaman bu insanlara yardımcı olabiliriz.”

Psikolog ve Psikiyatri­st yakınlarım la konuşuyoru­m son bir haftadır. Hepsi, hem bireysel hem de dernekleri aracılı ğıyla kurumsal olarak gönüllü çalışma ya hazır oldukların­ı söylüyorla­r. Yüzyılın felaketini yaşayan Türkiye, bundan sonra artık yaralarını sarmak için çalışacak. Hepbirlikt­e, el ele verip önce bu felaketi doğrudan yaşayan, yakınların­ı kaybetmiş, psikolojik ya da fiziksel zorluk yaşayan depremzede­lere elimizden ne geliyor isek yapmalıyız. Devletimiz zaten millet ile bir likte maddi olarak yapılması gerekenler­i hızla yapmaya başladı. Ama, daha uzun sürecek olan zorluk, psikolojik iyileşme olacaktır. Bu sebeple, öncelikle uzman doktorlar ve bütün millet olarak birlikte yaralarımı­zı sarıp kenetlenme zamanı.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye