Allahu ekber
Sizi dinlemiyoruz sanıyorsunuz... Yanılıyorsunuz. Sarsıntının ve yol açtığı yıkımın kulaklarımızı tırmalayan uğultusuna rağ men...
Ve olanca cazgırlığınızı sindirme ye çalışarak...
Sizi de dinliyoruz, dinleyeceğiz.
Ne çok lafınız var, ne çok saçmalama nız...
Biliyoruz.
Lakin siz de bir kez olsun, susun da bizi dinleyin...
★★★
Bizimle birlikte “Allahu ekber” deme nizi beklemiyoruz.
Dünyanızda olmayanın dilinizde olması bizi rahatsız eder zaten; samimi olmanız ter cihimizdir.
Şairin dediği gibi “melekler perçemi nizden tutuncaya kadar konuşacak sınız”.
Ama enkazdaki canlar kurtarılırken hiç değilse...
Vıdı vıdıyı kesin...
Ve dinleyin...
Madenciler, itfaiyeciler, sağlıkçılar, arama kurtarmacılar Allah’ın büyüklüğüne şahitliklerini haykırıyorlar.
★★★
Hayır!
Dinlemeniz çoktan kayıp maneviya tınıza can vermez, pek umudum yok! Ama “insanlığınıza” bir katkısı olur. Bir umut ama belki utanma duygunu zun kıpırdanmasına sebep olur.
Kitaplardan, sloganlardan, İnstagram postlarından başınızı kaldırıp “sade insan”ı tanımanıza vesile olur.
İşçiyi anlarsınız...
Esnafı anlarsınız...
Dedeleri, nineleri, enkazdan karnı tok çıkan bebeleri anlarsınız belki...
Belki ilk kez “halkçı” olmaz da halk olursunuz...
Bir an için...
★★★
Biliyorum...
Ne kadar ecnebi varsa, sizi korkuttu bu cümleden...
Önünüze özel tasarlanmış haber görün tüleri koydular, günde beş vakit işittiğiniz ezanda söylendiğini bile unutturdular.
Ama bilin ki...
Bu kadar panik, bu kadar atak olmak size zarar.
Ne bekliyorsunuz?
Depremin üzerinden yüz küsur saat sonra enkazdan çıkarılan insanların başın da “Oh my God!” denmesini mi?..
Hemen oracıkta UMKE ve JAH’ın top lanıp bilimsel bir “deprem sempozyumu” düzenlemesini mi?..
★★★
Cinnetinize bir durak kalmış, kap tırmış gidiyorsunuz.
Durun!
Duramıyorsanız, ortalıktan kaybolun! Bu kadar patırtı bu acıya fazla...
6M6 HA6MET \a] 1 ’\e J|QGer 1 6 TL MH 1 IaFeERRN FRm KaVmetEaEaRJlX VaEaK