Dönüşü olmayan yol
Şubat’ta 11 ilimizi derinden sarsan depremin yol açtığı tarihte eşine az rastlanan yıkıma birer sansar edasıy la dadanan kirli odakların manipülasyonla rı sonuç vermeyecektir. Zira halkımız iktida rın imkânlarını ve iyi niyetini de depremi ‘siyasi işlemleri’ için kullananların art niyetini de gayet iyi biliyor.
Unutmayalım ki felakete maruz kalan il ile buna sonradan ekle nen Elazığ, Türkiye’yi bugünlere getiren Anadolu’daki Sessiz Devrim’in birer sarsılmaz kalesidir. Kimse bu kalelerin çökmesine seyirci kalamaz. Bu hakikati en iyi bilenlerden biri de Sayın Erdoğan’dır. Zaten depremin yol açtığı yaraların sarılma sına yönelik sarf edilen insanüstü gayret bu şuurun bir göstergesidir.
Bu bağlamda AK Parti şeffaf yapısıy la bu büyük felaketin sonuçlarıyla yüz leşmekten kaçınmıyor. Yanlışlar, hata lar ve eksikliklerin üzerine gidiliyor. Kusurlar halı altına süpürülmüyor. Hatta iktidar, hak ve hukukuna sahip çıkması için mağ dur kesimlere yol gösteriyor. Devletin bütün imkânlarını halkı için seferber ediyor.
İşte bu yüzden deprem üzerinden jeo politik fay hatlarını harekete geçirip Türkiye’yi vesayet altına alma projeleri yine ters tepecektir.
Felaketin büyüklüğünün yol açtığı bazı aksaklıklar ideolojik körlük içinde ki kesimlerde zafer sarhoşluğuna yol açtı. Fakat unuttukları bir şey var. Devlet mil letine sahip çıktıkça Anadolu’daki Sessiz Devrim’e imza atan iradeye dizgin vurula mayacağını bir kez daha görecekler.
Bu nedenle depremin acılarını bir siya si mühendislik projesinin manivelası haline getirme çabaları hüsranla sonuçlana caktır. Halkımız varsa bir ihmali ve kusu ru önce kendisi sorumlulardan hesap sora caktır. Yabancı odakların taşeronlarına prim tanımayacaktır. Çünkü bu millet hangi zor lukla karşılaşırsa karşılaşsın ülkesine hep sahip çıkmıştır.
Bu çerçevede Sayın Erdoğan’a karşı Batı dünyasındaki karalama, yalan haber, çarpıtma ve manipülasyon fur yasına deprem nedeniyle zoraki bir ara verildi. Ancak tek tük de olsa bazı ajans ve medya organlarındaki kurgulanmış haberlerde depremin sandık sonuçlarına olası etkileri üzerine hayli kafa yorulduğu da görülmüyor değil.
Ne var ki bu analiz haberlerdeki ihtiyat lı bekleyiş ve sarkastik dilden anlaşılı yor ki yine de emin değiller. Haliyle bu mil letin Erdoğan’a teveccühünü ve Erdoğan’ın da milletine olan derin sevdasını bir türlü kavrayamıyorlar.
Sessiz Devrim’in kale leri depremde büyük hasar görse de
Kuşku yok ki
Türkiye’nin Anadolu ülkesinden bir dünya devletine doğru yürüyüşü devam edecek tir. Bunun en büyük kanıtı da görülmemiş büyüklükteki felaketin ardından millet ve devletin gösterdiği destansı dayanışmadır.
Dolayısıyla Türkiye, hasar gören kalele rini onarıp halkının yaralarını sararak Sessiz Devrim’e kaldığı yerden devam edecektir. Depremler, darbeler, ekonomik ve siyasi sal dırılar ile askeri kuşatmalar Türkiye’yi tek rar Anadolu’ya hapsedemeyecektir.
Çünkü küresel güç hiyerarşisinde Türkiye hem bir Anadolu ülkesi hem de aynı zamanda yükselen bir Ortadoğu, Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya, Avrupa ve Avrasya gücü dür artık. Bu sürecin bu saatten sonra ters yüz edilmesi muhal. Her krizden olduğu gibi bu felaketten de gereken dersleri çıka ran Türkiye, hedefine daha da güçlü adım larla yürüyecektir.