“Yüreğimiz bölgedeki vatandaşlarımızla beraber”
TÜRKIYE’NIN 6 Şubat’ta çok acı bir güne uyandığını söyleyen Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Büyük felakette yaşamını yitiren vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen afetin vahim sonuçlarının anlaşıldığı ilk anlardan itibaren yüreğimiz, aklımız bölgedeki vatandaşlarımızla beraber. En kısa zamanda bölgede hayatı normale döndürecek adımların atılarak yaraların sarılmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.
Felaket haberini alır almaz kurumsal olarak bir kriz masası kurduklarını söyleyen Sincek, “Sektörümüzün çatı örgütü Türkiye Sigorta Birliği’nin yönlendirmesi ile iki ayaklı bir kampanya başlattık. İlk etapta bölgede ihtiyaç duyulan acil malzemelerin temini için harekete geçtik. Çalışanlarımız ve iş ortaklarımız nezdinde temin ettiğimiz ayni yardımları Kızılay ile koordinasyon sağlayarak afetten etkilenen kentlere ulaştırdık. Aynı zamanda bölgedeki çalışanlarımız, acentelerimiz ve brokerlerimizle irtibata geçerek can ve mal güvenliklerine dair bilgileri topladık, gerekli destekleri sunmak için çalıştık. İkinci etapta ise bölgedeki ağır yıkım sonucu oluşan barınma ve beslenme sorunlarının hızla çözümüne yönelik nakdi bağışlarımızı iletmeye başladık. Katılım Emeklilik olarak önümüzdeki dönemde de ihtiyaçlar doğrultusunda belirli periyotlarda yardımımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘AFETLERE KARŞI HAZIR OLMAK MÜMKÜN’
Doğa olaylarının önlenemeyeceğini ancak afetlere karşı hazırlıklı olmanın mümkün olduğunu vurgulayan
Sincek, sözlerini şöyle noktaladı: “Doğal afetler geniş kitleleri etkileyen, ekonomik ve sosyal açıdan büyük kayıplara neden olan önemli bir risk grubu. Bunların tekrar olmayacağının garantisi yok fakat bir dizi önlem alınabilir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, sigorta bilincinin yaygınlaştırılması oldukça önemli. Sigorta sektörü, en temel anlamıyla ulusal kaynak ve varlıkların uğrayacakları zararları en aza indirgeme işlevini yerine getirir. Özellikle büyük afetlerin ardından ya da kişisel olarak yaşanılan kazalar sonucu bireysel ve toplumsal olarak sigorta bilincinin yükseldiğini görüyoruz. Ancak maalesef birkaç yıl süresinde olağandışı bir olayın meydana gelmemesi sonucu sigorta teminatına yönelik ilginin azaldığı gözlemleniyor.”