Deprem pişkinleri
Ahmet Mete Işıkara’nın “Deprem öldürmez, bina öldürür” sözü 1999’da zihin lerimize kazınmıştı. İşte insanı öldür me potansiyeli taşıyan binaların yeni lenmesi için fay hattının geçtiği yerlerde kentsel dönüşüm hareketi başlatıldı. Bazı yerel yöneticilere rağmen dev let taşın altına elini soktu. Ancak her zaman dönüşüme “takoz koyan” isimler oldu. Bu isimlerin şimdi devle ti suçlarken yine en ön safta oldukla rını görüyorum. Önce insanları ölüme sürüklediler, sonra kara propagandaya başladılar. Kimler mi? Anlatayım...
Sorumlusu sizsiniz
Yıl 2019... CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bugün yerle bir olan meydanda kentsel dönüşüm kar şıtı miting düzenlemiş. Miting meydanı nın çevresindeki evlerin hiçbiri bugün ayakta değil. Hakkını yemeyelim, Lütfü Savaş’a diğer sol örgütler de destek vermiş. Bugün deprem konusunda en fazla sesi çıkan TİP’li Barış Atay ve tiyatrocu Orhan Aydın da hasarlı bina ların yenilenmesine karşı çıkanların başı nı çekmiş.
Sadece Lütfü Savaş değil, CHP’li yöneticiler de yıkılmak üzere olan bina ların yeniden yapılmasına karşı çıkmış lar. Gerçekçi olmayan isteklerle kent sel dönüşüm hamlesini engellemişler. Bununla da yetinmeyip konuyu yargı ya taşımışlar. Bu isimlerin başında eski CHP İstanbul İl Başkanı, şimdinin millet vekili Gürsel Tekin var. Tweet’lerini de silmemiş, isteyen girip bakabilir.
CHP’li İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i de unutursak ayıp etmiş olu ruz. “Kentsel dönüşüm yapacağım” diyerek 11 yıldır İzmirlileri oyalayan Tunç Soyer hâlâ İzmir için bir adım atmış değil. İzmirli kentsel dönüşüm mağdurları, Soyer’i şikâyet etmek için Kılıçdaroğlu’na gitmişler. Karşılığında ise bir ton azar işitip “Gidin dev let yapsın” tavsiyesiyle karşılaşmışlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın attığı adımlar ise yargı yoluyla engellenmiş.
İstanbul’da da engellediler
“Takoz” denilince İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu unutmak olmaz. O da AK Partili Esenler Belediyesi’nin risk li binaları TOKİ ile birlikte yenileme ham lesine kafayı takmış. İmamoğlu, Esenler Belediyesi’ne dava üstüne dava açmış. Arkasına da Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni almış. Kentsel dönü şüm karşıtlığı konusunda CHP, İyi Parti ve HDP’nin ittifak yaptığını görüyoruz. Beykoz Tokatköy’de depremde yıkılacak kaçak binaların yenilenmesi için yapılan projeye hep birlikte karşı çıkmışlar. Bunu yaparken vatandaşı ayaklandırmaktan da çekinmemişler. İyi Partili Meral Akşener ve TİP’li Barış Atay, Beykoz’a gide rek elbirliğiyle halkı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı örgütlemişler. Sonuçta başarılı olmuşlar. Yargı kararlarını da arka larına alarak bölge halkını depreme daya nıksız evlerinde yaşamaya mahkûm etmiş ler. Şimdi bir benzerini Okmeydanı’nda yapıyorlar. Asrın felaketinden bile hiç ders almadılar. Bu liste uzayıp gidiyor. Türkiye’de depreme dayanıksız binalarla ilgili atılan her olumlu adımda muhalif par tilerin engelleyici olduğunu görüyoruz.
Yargı ve medyaya da bir çift söz
Muhalif medyaya gelince... Bugün asrın felaketi konusunda tüm sorumluluğu iktida ra yükleyen bazı medya kuruluşları, depre me dayanıksız mahallelerdeki kentsel dönü şüme her zaman takoz koymuşlar. Şimdi Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere birer birer o haberleri silmeye çalıştıkları nı duyuyorum. Allah’tan ekran görüntüle ri alınmış. Yazık, gerçekten çok yazık. Ben burada yargıya da birkaç şey söylemek isti yorum. Yargının kentsel dönüşüm dava larında “kamu yararı” meselesini yanlış yorumladığını düşünüyorum. Halkı depre me dayanıksız binalarda yaşamaya mah kûm eden, onları enkaz altında kalması na neden olan muhalifler bu felaketten ne kadar sorumluysa bu yargı kararlarına jet hızıyla imza atan mahkemeler de o kadar sorumludur. “Biz karar veririz, sonuç ları bizi ilgilendirmez” diyerek sorumlu luktan kurtulamazlar.