Sabah

Şimdi muhasebe zamanı

-

Kıyameti anlatan

“Tekvir Suresi”nin

26. ayeti sarsıcı bir soruyla ruhumuza hitap ediyor ve bizi kendimizi kadraja koymaya çağırıyor. Sadece ruhumuza değil, bütün varlığımız­a hem de çok açık bir soruyla hitap ediyor:

“Nereye gidiyorsun­uz?”

Kur’an-ı Kerim aslında yoldan çıkmışlara şöyle diyor: “Allah’tan ve O’na itaat etmekten başka bir yere mi koşuyorsun­uz? Başka bir çıkış mı buldunuz? Başka bir hidayet mi arıyorsu nuz? Siz kendinizi nereye teslim ettiniz? Kur’an dururken hangi hidayetten medet umuyorsunu­z? Hz. Muhammed (SAV) dururken hangi yol göstericiy­e koşuyorsu nuz? Allah dururken batıl, sahte ve kahrolası hangi yalana tes lim oluyorsunu­z? İslam durur ken hangi ikiyüzlü şeytana iman ediyorsunu­z? Helal rızık varken hangi haram yemeğe ekmek doğ radınız? Bunca kul hakkı yemiş ken hangi adımla vicdanınız­ı rahatlattı­nız?”

Evet bu sorular çoğaltılab­ilir. Bu soruları biz kendimize sormalıyız. Son zamanlarda kimliğimiz­i yitirdik. Helalharam ayırmadan yeter ki kazanalım dedik. Garibi ve garibanı hiç görmez olduk. Feryat eden bir gönlü yaralı varsa kulağımızı dış sesleri almayan kulaklıkla­rla izole ettik. Velhasılı Kur’an, Hz. Peygamber, vicdan, akıl ve insaf neyi emrettiyse zıddına yapıştık.

Gün geçtikçe bencilleşi­yoruz

Bencilleşt­iğimiz yalan mı? Zor günlerde, elhak elimizi, kolumuzu, sırtımızı, göğsümüzü yardımlarl­a doldurup paylaştık. Çok iyi bir halkımız var. Zor günlerde koşturan, onurlu ve şerefli bir milletimiz var. Ama hayatın rutine bindiği günlerde bunları hatırlamaz oluyoruz. Benmerkezc­i bir ruh hâline bürünüyoru­z. Kendimiz ve sevdikleri­miz bizim için önemli hale geliyor.

Fırsatçılı­k yapıyoruz

Fırsatçılı­k yaptığımız yalan mı? Depremzede­lerin ve yardıma gelenlerin kullandığı şehirlerar­ası yolda çay servisi yapan bazı işletmeler­in çayı 25 liradan sattıkları yalan mı? Bazı ev sahiplerin­in kiraları hemen iki katına çıkardıkla­rı yalan mı? Deprem bölgesinde bazı nakliye şirketleri­nin fiyatları artırdıkla­rı yalan mı? Bunun adı ne? Fırsatçılı­k değil mi? Bari bugün bunu yapma! Bu yaralı olduğumuz bir gün. Şimdi kanun ve kural uygulanıyo­r bu fırsatçıla­ra elbette, ama illa ki devlet mi yakanızdan tutsun? Hiç mi insaf duygunuz kalmadı?

Kendimizi sorguya çekelim

İki türlü muhasebe vardır. Biri maddi, yani cezai, kanuni muhasebe, öteki ise manevi muhasebe. Birincisi benim alanım değil. Devlet elbette gerekeni yapıyor, savcılar adım atıyor. Ama bizim odaklanmam­ız gereken manevi muhasebe.

“Bir kuş, bir kuşu par çalarsa sanki ben can çekişiyoru­m”

diyen kalem sahibinin işaret ettiği muhasebede­n bahsediyor­um. “Bütün çarşı yandı senin dükkânın hariç” dendiğinde “Hamd olsun” diyen, ama sonra diğer Müslümanla­rın kaybıyla hemhal olmadığı için, sadece kendini düşündüğü için yıllarca tövbe eden sadık bir müminin yaşadığı muhasebede­n bahsediyor­um.

Depremde çatlayan duvarını hemen sıvayan ve güya ayıbını örten insanın yaşaması gereken muhasebede­n bahsediyor­um.

1iKDW HATİPOĞLU

Dünyalık yaşamayalı­m

Yazımı bildiğiniz bir iki uyarıyla bitireyim. Sonsuz bir âlemin yolcularıy­ız. Dünyadan sonra ikinci bir hayat kurulacak. O hayatın bedbahtlar­ı var, kazananlar­ı var. Kim burada hak, hakkaniyet, vicdan, akıl ve her şeyden önce Kur’an’ın sözünü dinlerse kurtulur. Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in buyurduğu her şey mutlaka olacak. Ondan kaçış yok.

O zaman sadece dünyalık yaşamayalı­m, ahireti hatırlayal­ım. Allah’ın gücü, kudreti ortada. Hiçbir güç

O’nun önünde ayakta duramaz. O’na isyan sayılacak hiçbir şeye el uzatma. Kaybedenle­rden olursun. Kimseyi kandırma. Kul hakkına el uzatma. Sınırını aşma. Zor günde yarayı sar. Dinin gereğini elden geldiğince yap. Bencillikt­en, kibirden, kendini büyük görmekten vazgeç. Bir gün seni küçültür Allah. Haddi aşarsan bir gün Allah defteri açar.

 ?? NiKDW.KDWiSoJOX#VDEDK.FoP.Wr ??
NiKDW.KDWiSoJOX#VDEDK.FoP.Wr

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye