Sabah

ABD şayet ‘yardım’ etmek istiyorsa...

- HİLÂL hiOaO kaSOan#VaEah Fom tr MH

Ülkemizi derinden sarsan ve ağır kayıplar verdiğimiz yüzyılın deprem felaketi, yardım diplomasis­ini belki de Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar hızlandırd­ı. Yıllardır dünyanın dört bir tarafına- özellikle pandemide- yaptığımız yardımlar, büyük bir cömertlikl­e karşılık buldu. Türkiye’nin, Yunanistan gibi bölgesel rakipleri de dâhil olmak üzere ülkeler arama kurtarma ekibi göndermekt­en çadır yardımına kadar pek çok konuda ülkemizin yardımına koştu.

Son yıllarda yaşanan gerilimler­in gölgesinde yardım elini uzatan ülkelerden biri de ABD’ydi. Depremin hemen sonrasında ABD Başkanı Biden, Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ı arayarak taziyeleri­ni iletti. Washington yönetimi toplam 185 milyon dolarlık bir yardım paketi açıkladı.

Sonrasında ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye’yi ziyaret etti. Mevkidaşı Çavuşoğlu tarafından ağırlandı ve deprem bölgesine gitti. Sonrasında­ysa İncirlik Üssü’ne giderek ABD’nin yardım faaliyetle­rini yerinde gördü, hatta soba kolilerini­n taşınmasın­a yardımcı oldu. Şüphesiz Washington yönetimi Blinken’ın ziyaretiyl­e, “ABD, Türk halkının yanında” mesajı vermeyi amaçlıyord­u. Ancak Washington yönetimini­n Türkiye’ye verebilece­ği asıl önemli destek henüz verilmiş değil.

Deprem sonrasında Yunan basınına verdiğim bir mülakatta da belirttiği­m gibi, üretiminde önemli roller alıyordu.

Bu önemli konu Çavuşoğlu ve Blinken’ın deprem gündemli ortak basın toplantısı­na da yansıdı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı: “Bu tek taraflı bir karardı, bizim kararımız değildi. Dolayısıyl­a ödediğimiz 1.4 milyar dolarlık bir rakam var. Türkiye, bu programda olmadığına göre, ödediğimiz paranın da geri ödenmesini beklemek en doğal hakkımız. Bu konuda da müzakerele­r devam ediyor. Antony ile 18 Ocak’ta Washington’da görüşürken uzmanlarım­ız da aynı gün F-35 konusunda görüşmeler gerçekleşt­irdi. Bir an önce bunun neticeye ulaşmasınd­a fayda var.”

ABD’de bazı kafalardan, “Türkiye programı asıl zarara uğratan taraf, üretici ülkelerden biri olduğu için F-35’lerin üretim süreci zarar gördü” sözleri çıkıyor. Çavuşoğlu’nun “Tek taraflı bir karardı, bizim kararımız” değildi sözleri de, bu tezlere tokat niteliğind­e bir cevap...

Yani Türkiye’yi hem tek taraflı olarak programdan çıkarıp hem de Türkiye tarafından zarara uğratıldığ­ını iddia ederek 1.4 milyar doların amiyane tabirle “üzerine yatma” çabası müttefikli­kle bağdaşmaz.

İşte tam da bu nedenle Washington yönetimi eğer Türkiye’yle dayanışma konusunda gerçekten samimiyse, işe hakkımız olanı geri vererek başlayabil­ir. 6M6 HKA \a] ·\e J|nder TL

deprem gibi felaketler sonrası gelişen insani diplomasi, Türkiye’nin haklı tezlerinde geri adım atmasına asla neden olamaz.

Bu duruş, Ege ve Akdeniz’deki haklarımız­dan tutun da, İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusun­a kadar pek çok başlığı kapsıyor.

Bu vesileyle ABD yönetimini­n verebilece­ği asıl destek ve Türkiye’nin geri adım atmayacağı önemli bir konudan bahsetmek istiyorum:

Türkiye’nin F-35 programınd­an çıkarılmas­ıyla ödediği ancak geri alamadığı 1.4 milyar dolar.

Hafızaları tazeleyeli­m: F-35 programını­n ortağı olan Türkiye, Rus S-400 hava savunma sistemleri­ni satın almasının ardından CAATSA yaptırımla­rı sebebiyle ABD tarafından F-35 programınd­an çıkarılmış­tı. Türkiye bu programa sadece 1.4 milyar dolar yatırmadı, projenin üretici ortakların­dan biriydi. Yani bazı Türk şirketleri, jetlerin

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye