Sabah

Devlete yük olmak mı devletten yük almak mı

- HÜLYA *h/ER Kulya.Juler#sabaK.com.tr

Deprem bölgesini gidip gören herkes gibi benim için de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Evet, 6 şubat depremleri 85 milyon hepimizi derinden sarstı. O günden bu yana her lokmada, her yudumda depremden etkilenenl­eri düşündük/düşünüyoru­z. Ama gidip görmek başka. Bölgede yağmur yağınca, hele de sel olunca artık aklınıza farklı sorular da geliyor. Örneğin benim aklıma çadırda yaşayanlar­ın yanı sıra hasarlı görüp bahçesine girdiğim bir tesis de geldi. Acaba makinalar su aldı mı diye düşündüm. İSKUR’un Kahramanma­raş’taki tesisi ve şirketin ortağı Kadir Kurtul’dan söz ediyorum. Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Yonca Ertürk ve Bölge Temsilcisi Mehmet Aytekin ile birlikte GaziantepK­ahramanmar­aş yolu üzerindeki tesisin bahçesine girdiğimiz­de bizi karşılayan Kadir Kurtul’a görevini sordum. Cevabı içinde bulunduğum­uz gerçekliği yüzümüze bir kez daha çaptı: “Şimdilik bekçisiyiz, eskiden yönetim kurulu başkanıydı­m.”

Böylece sohbetimiz bugüne kadar yaptığım ekonomi röportajla­rından çok farklı meselelerl­e başladı. Başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerin­in ardından Kurtul tesisin durumunu anlatmaya başladı:

Deprem sabahından beri buradayız. Zaten bırakıp nereye gidebiliri­z.

Burada 4 işletmemiz var.

Depremden sonra tesislerim­izde yangın çıktı. O da büyük zarara yol açtı. Şimdi bu 4 tesisten birini üretime açtık. Bu da kapasitemi­zin yüzde 15’ine denk geliyor.

Bizde 4 bin 850 kişi çalışıyor. Fabrikanın karşısında bir arazimiz var şimdi oraya kendi imkanlarım­ızla işçilerimi­z için bir konteyner kent kuruyoruz. Üretime kesintisiz devam etmek istiyoruz. Çünkü biz ancak üreterek bu felaketin altından kalkabilir­iz.

Devletimiz­e yük olmak değil, ondan yük almak istiyoruz.

‘Evvel Allah sonra devlet’ derdi babam. Biz büyüklerim­izden böyle gördük, böyle büyüdük. Bugün artık millet-devlet el ele. Tüm Türkiye’den bize gelen yardımlard­an bunu anladık. O zaman bizim de kendi kendimize ayağa kalkıp bize gösterilen bu şefkate bu ilgiye aynı şekilde karşılık vermemiz lazım. Tabi bu biraz zaman alacak. 40 yılda kurduğumuz bir dakikada bu hale geldi. Bu noktada da devletimiz­den bize başlangıçt­a 2-3 yıl geri ödemesiz, uzun vadeli destek kredileri vermesini bekliyoruz.

Bir diğer önemli isteğimiz de çalışanlar­ımızdan.

Bizler bu tesisleri yine ayağa kaldıracağ­ız ama çalışacak kimse bulamazsak, bu çabanın bir anlamı kalmaz. O yüzden kimse şehrini terk etmesin.

Bu sözlerin ardından aynı düşünce ve temenniler­i paylaştığı­mızı ileterek Kurtul’dan müsaade istedik.

Uğurlamada,

‘Bölgede dolaşırken lazım olur’ diyerek sahaya uygun kıyafetler hediye etmeyi ihmal etmedi Kurtul.

Zaten ne olduysa da ondan sonra oldu. O ana kadar dinledikle­rimizden elbette etkilenmiş­tik ama gözyaşları­mızı tutmayı başarmıştı­k. Fakat yan yatmış makinalara rağmen fabrikasın­ın önünde dimdik ayakta duran, o şartlar içinde bile misafirper­verliğinde­n taviz vermeyip bir acı kahvesini ikram eden bu gönlü zengin iş insanının karşısında gözyaşları­mızı daha fazla tutamadık. Devletten yük almak bu değilse neydi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye