Birinci tur hesaplarında İnce ve HDP faktörü
Seçimlere elli üç gün kala Cumhur ve Millet ittifakları cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanmak için elinden geleni yapıyor. Ancak cumhurbaşkanı adayı olacağını açıklayan isimler de azalmıyor, artıyor. İki ittifakın adayları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu dışında dört isim daha yarışa hazırlanıyor: İnce, Perinçek, Oğan ve Erbakan. Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı ile hareket ederek muhafazakâr seçmenin ilgisini çekebilirdi. Bu isimlerden 6’lı Masa’ya davet edilmeyen ancak son günlerde kendisini “üçüncü yol” olarak sunmayı başaran İnce’nin adaylığı birinci tur hesaplarında fark oluşturabilecek önemde. Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığından rahatsız olan seçmenin kendisine yöneldiği İnce giderek ağırlaşan bir mahalle baskısı altında. Akşener’e masadan kalktığında yapılan “şeytan taşlama” gibi İnce’ye de “Kılıçdaroğlu lehine çekil” baskısı yapılıyor.
İnce, 2018 seçimlerinde CHP adayı olarak kendisine eski partisi tarafından yapılan kötü muameleyi hatırlatmakla kalmıyor. 6’lı Masa’nın “muhalefet modelini” eleştiriyor ve masanın “bağımsız aktörlerin gönüllü birlikteliğine” dayanmadığını söylüyor. İnce’nin “toplam oy oranı % 1.5 bile olmayan bu 4 partiye kabinede 8 makam vaat edilmesi”, “İyi Parti’nin sille tokat, yaka paça masa ya geri oturtulduğu” ve “rüş vet, şantaj, linç ve karalama ile açıklanabilecek bir süreç sonunda” Kemal Bey’in başkan adaylığını “gasp ettiği” cümleleri ise hayli sert. Yine İnce, DEVA, GP ve SP genel başkanlarının “bozuk sicili” sebebiyle CHP seçmeninin tedirgin olduğunu ileri sürüyor. Bu eleştiriler parti genel başkanlarının yukarıda pazarlıkla kurduğu uzlaşmanın seçmen nezdinde oluşmadığını gösteriyor. CHP’nin peşine takılan Babacan, Davutoğlu ve Karamollaoğlu’ndan farklı olarak İnce, daha çok iktidarı ama aynı
zamanda Millet İttifakı’nı eleştiren bir pozisyon alıyor. CHP çevrelerinin muazzam öfkesine ve baskısına İnce’nin de boyun eğip eğmeyeceğini yakında göreceğiz.
Birinci tur hesaplarını etkileyen diğer bir faktör, HDP’nin Kılıçdaroğlu ile yürüttüğü pazarlık sonucu aday çıkarıp çıkarmayacağı. Beklenti, HDP’nin Eylül 2021’de açıkladığı Tutum Belgesi etrafında bir uzlaşmaya varılması ve bu partinin aday çıkarmaması. Uzlaşmanın kayyum uygulamasından vazgeçilmesi, parti kapatmanın zorlaştırılması, Demirtaş ve KHK’lıların salıverilmesi, yerel yönetimlere yetki devri ve Kürt sorununun TBMM’de konuşulması/çözülmesi gibi başlıklarla sağlanması. Irak ve Suriye’deki PKK-YPG ile mücadele, Öcalan’ın durumu ve anadil gibi bazı kritik konularda ne tür bir pazarlık yapıldığını muhtemelen bilemeyeceğiz. Bu konuların kamuoyu önünde konuşulması Kılıçdaroğlu’na tepkiyi büyütür. Ancak kapalı kapılar ardında bırakılması da bazı sözlerin “diğer ortakların itirazı” sebebiyle tutulmaması gibi bir sonucu getirebilir. Seçim öncesi yapılan görüşmelerin seçim sonrasında büyük değişikliğe uğraması ihtimali sadece HDP için söz konusu değil. Yavaş’ın
“genel başkanlar cum hurbaşkanı yardımcısı olma sın”
fikri 6’lı Masa etrafında çok farklı hesapların devam edeceğini gösteriyor. Kazanması durumunda Kılıçdaroğlu, 5 parti genel başkanını, HDP eş genel başkanlarını ve iki belediye başkanını seçim öncesinde konuşulanlardan farklı kararlara zorlayabilecek durumda olacak. Kılıçdaroğlu,
literatürünü yeni baştan yazabilecek bir siyasetçi.