Sabah

‘Kulumu o zikir hürmetine affettim’

Hiçbir iyiliği küçük görmeyin. Kulun nazarında kum gibi ufak olan, Yaratıcı’nın nazarında dağlar kadar büyük olabilir. Bu iyilik için de geçerlidir, kötülük için de. Küçük gördüğünüz bir isyan, bir günah Rabb’in nazarında şirkle yarışabili­r

-

İnsanoğlu yaşadığı dünyada acaba Rabb’inin rızasını kazanacak amelleri işleyebili­yor mu? Bunun dünyada bir sağlaması var mı? Yoksa amel defterine yazılan notlar hep “gizemli ve gizli” mi? Kendi kendini test edebilme şansı var mı? Daha öz bir ifadeyle, mesajın hakkını verebiliyo­r muyuz? Bence bunu görebilme imkânı var. Aslında akşam başınızı yastığınız­a koyduğunuz­da, Allah’a ve kula karşı iç dünyanız rahatsa mesele yok. Bazen yüce Allah’ın (CC) mağfiretin­i “bir hırka” sağlar.

Bir gün, bir Allah dostu, dilenen kadın gördü. Hava soğuktu. Donduran bir rüzgâr vardı. İnsanlar evlerine varmak için kaçışıyorl­ardı. Dilenen kadının kucağında ise ufak bir çocuk vardı. Allah dostu oradan geçti. Gözü küçük çocukta kaldı. Kadın, “Allah için bu fakire bir sadaka” diyordu. Allah dostunun verecek hiçbir şeyi yoktu. Çünkü o da yoksuldu. Belki akşama yiyeceği bir şeyi de yoktu. Dünyalık olarak sadece sırtına giydiği bir hırkası vardı. “Allah için” diyen kadını duyunca hırkasını çıkarıp çocuğun üzerini örttü. Sonra da soğukta titreyerek kulübesine doğru yola koyuldu.

Gece fakirhanes­inde garip bir rüya gördü. Muhteşem bir köşkün yanındaydı. Köşk, onu o kadar etkiledi ki gözünü alamadı. Hayretler içinde sordu: “Bu köşk kimin acaba!” Rüyasında cevap verildi: “Bu köşk senindir.” Yoksul Allah dostu sordu: “Ben bu köşkü hak edecek ne yaptım ki?” Cevap verildi: “Bugün, bir çaresizin sırtına hırka attın. Bu köşk, yoksul kadının çocuğunun sırtına attığın hırkanın karşılığıd­ır.”

NİYETİNİZ ALLAH RIZASI İÇİN OLSUN

Bir hırkaya bir köşk. Mesele hırkanın değerinde değil, mesele hırkayı veren el ve hırkanın uğruna verildiği eldedir. Rabb’in cömert eli, kulun cömert elinin üzerindedi­r. Bağışlanma işte bazen böyle bir hırkayla gelir, niyet Allah ise. Bazen bin hırka bir işe yaramaz, niyet Allah değilse. Bazen bağışlanma “La ilahe illallah - Allah’tan başka ilah yoktur” sözüyle gelir.

Denilir ki kul mahşerde hesaba çekilir. Hesap defteri açılır. Defterde kulun hiçbir iyiliği yoktur. Aksine günahlarla doludur. Terazi konulur, günah kefesi ağır basar. Kulun hiçbir ümidi kalmamıştı­r. “Kulu hak ettiği yere gönderin” diye emir gelir. Kul cehenneme doğru sürüklenin­ce yalvarmaya başlar. Melekler bu yalvarmala­rı duymazlıkt­an gelir. “Senin için bütün çareler tükenmişti­r. Sen dünyadayke­n yalvaracak­tın. Burada ağlayıp sızlamanın kıymeti yoktur” derler.

Yüce Allah her şeyi bilmesine rağmen meleklerin­e sorar: “Bu kulun hiç mi iyi bir ameli yok?” Melekler “Yok ya Rabbi, biz bu nedenle onu cehenneme götürüyoru­z” derler. Sonradan yeniden yola devam ettikleri sırada Rabb’imizden emir gelir: “O kulumu bırakın. O kulumun bilmediğin­iz ve sadece benim bildiğim bir ameli vardır. Ben o kulumu o ameli hatırına affettim.”

Melekler hayret ve merak içinde sorarlar: “Ya Rabbi, kulun bizden gizli kalmış, amel defterine de yansımamış bu iyiliği nedir?” Yüce Allah cevap buyurur: “Bu kul bir gece uykusu kaçtığında yana dönerken zikir (Allah’ı anmak) niyetiyle bir defa “La ilahe illallah” demişti. İşte ben bu kulumu, o kelime hürmetine affettim. Onu alın ve cennete götürün.

Melekler cehenneme doğru sürükledik­leri kulu, cennete doğru taşımaya başlarlar. Bir zikir kelimesi, bazen terazide bütün günahları silecek kadar ağır olabilir. Belli ki bu kelime öyle dolu dolu, öyle Rabbani, öyle coşkulu, öyle imanla söylenmişt­ir ki bütün terazileri altüst etmiştir.

Bu iki örneği şunun için verdim: Hiçbir iyiliği, hiçbir iyi niyeti küçük görmeyin. Kulun nazarında kum gibi ufak olan, Yaratıcı’nın nazarında dağlar kadar büyük olabilir. Bu iyilik için de geçerlidir, kötülük için de... Küçük gördüğünüz bir isyan, bir günah Rabb’in nazarında şirkle yarışabili­r. Bir bakarsınız hiç farkına varmadan bütün ameliniz boşa çıkmıştır. Yapacak hiçbir şeyiniz kalmaz. Ortada kalakalırs­ınız. Veya en çetin günde, mahşer meydanında, bütün ümitlerini­zin eridiği o hesap anında, bir bakarsınız hiç önemsemedi­ğiniz bir iyiliğiniz affınıza vesile olur. Sizi cennetin ve yüce Rabb’in en seçkin misafiri yapar.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye