Kızıldeniz krizi faizi etkiler mi?
İç denetim artmalı Kazaların önlenmesi için ne yapılmalı?
Bakanlığı’nın 1 Ocak itibarıyla şehirlerarası yolcu otobüslerinde U-ETDS olan Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi’ni zorunlu hale getirdiğini hatırlatan Yıldırım, “Bu yerinde bir uygulama fakat otobüslere şoförleri takip eden kameralar da eklenmeli. Avrupa’da şoförün yorgunluğu ya da dikkatsizliği anlık bu tip kameralarla takip ediliyor. Eğer şoför yorgun ve uygusuzsa tespit edilip araç kenara çekiliyor” ifadelerini kullandı. Devletin her adımı denetleyemeyeceğinin de altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti: “Otobüs firmaları iç denetimlerini artırmalı. Şoförlere eğitimler vermeli.
Her ehliyeti olan şoför olarak alınmamalı. Devlet otobüs şoförlerini özel sınava tabi tutmalı. BDDK gibi
Yolcu Taşımacılığı
Düzenleme Kurulu kurulmalı.” 4 Otobüs firmaları iç denetimlerini
artırmalı
4 Kaptan şoförlere ileri sürüş tekniklerine
dair özel eğitim verilmeli
4 Her ehliyeti olan şoför olmamalı, sınav
dan geçmeli
4 Yolcu Taşımacılığı Düzenleme Kurulu
kurulmalı
4 Otobüslerdeki şoförler özel kameralarla takip
edilmeli.
Farkında mısınız? Son dönemde kimi görsem herkesin ağzında aynı cümle: “Nasıl bir çağa denk geldik?” Hakikaten de...
Şu son üç yılda yaşanan küresel olaylara bakın... Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail’in Gazze’deki soykırımı şimdi de Kızıldeniz krizi... Hepsinin arka planında elbette ekonomideki güç savaşları var. Bir süredir gündemden düşmeyen Kızıldeniz krizine bakalım...
Yemen’deki Husiler Afrika yakasında Eritre ile Cibuti’yi, Arap Yarımadası’nda ise Yemen’i ayıran 32 kilometre genişliğindeki Bab el-Mandab Boğazı’ndan mal taşıyan gemilere karşı aktif olarak drone ve füze kullanıyor. ABD ve İngiltere Yemen’e operasyon düzenliyor. İran Erbil’e balistik füze atıyor. Yeni bir bölge sel kriz tetikleniyor. Hatta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dünkü konuşmasında dediği gibi “Kızıldeniz, Irak ve Suriye’de olanlar, Gazze’de başlayan savaşın girdaba dönü şeceğinin ön habercisi.” Kızıldeniz ekonomik açıdan tüm hesapları da altüst ediyor.
Niye mi?
Her yıl küresel nakliyenin yaklaşık yüzde 15’i, petrol tankerleri ve konteyner gemileri de dahil olmak üzere konteyner trafiğinin yüzde 30’u Kızıldeniz’den geçi yor. Tüm tahıl sevkiyatlarının yaklaşık yüzde 8’i, petrolün yüzde 12’si ve sıvılaş tırılmış doğalgazın yüzde 8’i de... Ticaret hacmi kasım ayının sonunda haftada yaklaşık 5.5 milyon mt’dan ocak ayının başında haftada yaklaşık 2.6 milyon mt’a düştü. Bu, Süveyş Kanalı’nın 2021’de Ever Given gemisi tarafından engellenmesinden bu yana ticarette görülmemiş bir düşüş.
Şimdilerde pek çok lojistik şirketi artık yaklaşık 3.500 deniz mili daha uzun olan
Ümit Burnu çevresine gemileri gönderiyor. Yolculuklar 7 ila 18 gün uzuyor. Nakliye süresi uzadıkça yakıt maliyeti de artıyor. Güney Afrika’daki daha uzun rotalar, okyanus navlun oranlarını konteyner başına 10 bin dolara kadar çıkardı. Birçok şirket, ciddi tedarik zinciri kesintileri nedeniyle üretim planlarını değiştiriyor. Tesla, Volvo Car, Tesco, IKEA, Suzuki bunlardan birkaçı...
Son tüketiciler, uluslararası ticaretteki küresel bozulmayı yavaş yavaş hissetmeye başladı.
Yüksek nakliye maliyetleri ve ener ji fiyatları, yeni yeni istikrar kazanma ya başlayan küresel enflasyonu ne kadar canlandırır? Yavaş büyüme ve artan enf lasyon konusunda global merkez ban kaları ne yapar? Faiz oranlarını artırmaya devam etmek konut piyasaları ve bankacılık sistemi üzerinde baskı yaratmaz mı? Panama’da kuraklık, Kızıldeniz’de kriz denizyolları yerine demiryolu rotalarını öne çıkarır mı?
Bu kriz uzun sürerse soruların cevapları herkesin canını sıkabilir.