İran Takiye Cumhuriyeti
Geçtiğimiz günlerde İran İslam Cumhuriyeti’nin Kerman şehrindeki bir terör saldırısında 104 kişi hayatını kaybetti.
ABD tarafından bir suikasta kurban giden Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’yi anma töreninde patlayan bombala rın arkasında kim olduğu herkesin malumu.
Ancak 2020’de Süleymani’nin öldürüldüğü saldırının ardından ABD Başkanı Trump’ı arayıp yapacakları misillemenin ayrıntılarını paylaştı ğı ortaya çıkan Tahran şimdi o kadarına da kalkışmadı.
Mossad’a haber ulaştırdıktan sonra, Lübnan’daki, Suriye’deki, Ürdün’deki on binlerce Hizbullah militanına, İsrail’e göstermelik birkaç roket sallama emri bile veremedi.
Çünkü bugünlerde başka öncelikleri var. Yine Irak’ın kuzeyinde kendi yağında kavrulan, demokrasiyi işleten, PKK dâhil tüm terör örgütlerine mesafeli duran Erbil’deki Barzani yönetimini gözlerine kestirmiş durumdalar.
Dün de Devrim Muhafızları Ordusu, Erbil’de bir çiftliği vurdu. Yapılan açıklamaya göre “İran’a muhalif grupları” cezalandırmışlar.
Sözü uzatmaya gerek yok. Devrim Muhafızları’nın saldırısında ölenlerin kimliği her şeyi özetliyor:
Erbilli işadamı Peşrew Dizayi ve ailesinden 3 kişi.
ABD’ye ve İsrail’e çalışan PKK burnunun dibindeki Kandil’deyken, topraklarında PEJAK adıyla örgütlüyken, terör saldırıları gerçekleştirirken, Erbilli Kürtleri İran’ın öncelikli tehdidi gören bir devletin kimin işbirlikçisi olduğu açık değil mi?
İçeride 1979’dan beri demokrasinin askıya alınmasını “Şeytanla (ABD ve İsrail) savaştayız” masalıyla gerekçelendiren “İslam Cumhuriyeti” belli ki cihat çıkmasından çekiniyor!
Haklılar, Gazze’deki savaşı bölgeye yaymak için sağda solda operasyonlar çeken, suikastlar, terör saldırıları gerçekleştiren İsrail zaten bahane arıyor...
Sizi bilmem ama ben bu adamların, bir türlü zenginleştiremedikleri, yılan hikâyesine dönen o uranyuma kavuştuklarında ilk olarak kimi hedef alacaklarından da emin değilim. Sadece ABD ve İsrail olmayacağını söyleyebilirim.
Fetullah için boşuna “Humeyni gibi dönecekti” demiyorlar.