Kennedy Uzay İstasyonu... Hayal bile değildi, gerçek oldu!
1 e kadar yazsak yeridir. Tarihe tanık olmak bambaşka bir duygu...
17 Ocak’ı 18 Ocak’a bağla yan gece yarısı planlanan fırlatma işleminin ertelenmesinin stresi hala üzerimizde...
Ama bu kez şükür ki haberler iyi... Kennedy 8zay Merkezi’nin giriş kapı sında geri sayım saati çalışıyor. 3 saat 53 dakikadan saniyeler bir bir azalı yor. 6pace; Falcon 5oketi’nin para şüt mekanizmasının testleri tamamlan mış durumda. Doğudan esen sert rüzgar endişesi de kalkmış gibi...
Kennedy Space Center’a adım attığı nızda sizi, NASA’nın önceki uzay misyon larından kalan roketler karşılıyor. Bunları tek tek incelerken, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Fatih Kacır’la da anı fotoğ rafı çektirmeyi ihmal etmiyor ve kendisini özel bölüme uğurluyoruz. Ekip arkadaşla rımızla birlikte süratle izleyici tribünlerine ulaşma telaşı yaşıyoruz. Tahmin edilece ği üzere uzun bir kuyruk. Fırlatma rampa sını karşıdan gören platform 10 kilometre uzakta. Otobüsler birbiri ardına kalkı yor. Resmi heyetin yanında Türkiye’den gelen öğrenciler, ABD’nin dört bir yanın dan akın eden Türk bilim ve iş insanları da bizimle birlikte. Hatta bir ara astrono tumuz Alper Gezeravcı’nın devre arka daşı olduğunu öğrendiğimiz, NATO göre vi için Florida’da bulunan Türk subayıyla tanışıyoruz. Gezeravcı, özel olarak çağır mış kendisini...
İlk astronotumuz, İspanyolAmerikalı, İtalyan ve İsveçli meslektaş larıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na gide ceği için bu ülkelerden davet alanlar da tribündeler. Derken İspanyollar, ardından İtalyanlar kendi çaplarında tribün şova baş lıyorlar. Ellerinde ay yıldızlı bayrağımızla en kalabalık grubu oluşturan Türk misafir ler hemen organize oluyorlar. Önce, büyük ciddiyetle hep bir ağızdan İstiklal Marşı’mızı söylüyoruz. Fırlatmaya 5 dakika var. Gözümüz hem fırlatma rampasında hem de roketin içinden dev ekrana yansıyan görüntülerde. Ve espriler... “Alper komutan pencere kenarını kapmış!”
Fırlatmaya 3 dakika kala TRT’nin başa rılı programcısı 3elin dift’le birlikte Türk tribününde ön sıraya geçiyoruz. Bir ses sizlik. Sonra, “Kırmızı, Beyaz... En büyük... Türkiye!” tezahüratları eşliğinde saha üstünlüğünü ele alıyoruz.
Fırlatmaya 2 dakika kaldığı anonsunu duyuyor, yavaş yavaş beyaz dumanların çıktığı rokete kilitleniyoruz.
Ve nihayet o an!
Başkalarını izlerken İngilizce dinlediği miz geri sayımı, bu kez biz yapıyoruz. “On, dokuz, sekiz, ... üç, iki, bir sıfııır!” Hemen duamızı ediyoruz. Bu sırada sarı, turuncu, kırmızı renk karışımı bir ışık demeti göz kamaştırıyor. Ardından rampadan ayrı lan roketin baş döndüren hızla bulutların arasına girişini nefeslerimizi tutarak izliyoruz. Saniyeler sonra o muazzam ses! Roketin itki gücünü iliklerinizde hissediyorsunuz. Tüyleriniz diken diken oluyor. Ana ekran da astronotların maruz kaldığı G Kuvveti’ni gördüğünüzde, vücudunuz kasılıyor.
Dragon Kapsülü, küçük bir kapa lı mekan. İçinde özel hazırlanmış vakum lu kaplarda yemekler, su torbaları, hijyen ve ilk yardım kitleri... 36 saat sürecek bu yol culuğun ilk dakikalarında astronotumuz Gezeravcı, atmosferden çıkar çıkmaz telsi zi eline alıyor. Atatürk’ün, “İstikbal göklerdedir” sözünü dünyaya duyuruyor. Aslında Ata’mızın o mesajı, hakiki manada güncel karşılığını bulmuş oluyor. Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 14 gün kalacak ve 13 bilimsel deneyi tamamlayıp sonuçlarını Türk bilim dünyasına aktaracak!
Bu vesileyle hatırlatmadan geçemeye ceğim... Kennedy Uzay Merkezi’nde özel bir bahçe var: “Moon Tree.”
Ay’a ilk yolculuk yapan Neil Armstrong’dan itibaren astronotların yan larında götürdüğü tohumlardan çoğaltılan fidelerden oluşan bir peyzaj sahası burası... Yani, yer çekimsiz ortamda nasıl büyüdüğü araştırılan tohumların “uzaylı torunları!”
Ve son sahne...
Orlando’dan Miami’ye, oradan Türkiye’mize döneceğimiz için acele edi yoruz. Tam Kennedy Uzay Merkezi’nden ayrılacağımız sırada bardaktan boşanırcası na yağmur başlıyor. Adeta, gözyaşlarımıza eşlik ediyor. Kısa süre sonra kesiliyor. Teşekkürler Cumhurbaşkanımız
tarihi bir olaya liderlik yaptığı