Sabah

DEM’i şaşırtan Başak Demirtaş çıkışı

- THO SMS MOV \D] ’\H J|QGHU. IDFHERRN.FRP PDKPXWRYXU

Çok değil 6 ay önce 14-28 Mayıs seçimlerin­de Altılı Masa partileriy­le birlikte HDP de derin bir yenilgi yaşadı.

Hem 14 Mayıs’ta ciddi oy kaybetti hem de 28 Mayıs’ta Zafer Partisi’yle ortaklığa oy verdirerek “siyasi rezilli ğin” şahikasına imza attı. Oysa seçim sonrası yaşadıklar­ı travmayı atlatmak için de “Üçüncü yol siyaseti izleyeceği­z” diyerek ciddi bir özeleştiri yapmışlard­ı. Taban dâhil herkes pişmandı.

Ama 6 ay sonra ne o özeleştiri­den eser kaldı ne de “üçüncü yol siyaseti”nin gereği yapıldı. DEM, tıpkı HDP gibi halkın talebini değil, yine dış dinamikler­in, yani Kandil ve bağlı olduğu küresel güçlerin talebini yerine getiren bir siyaset izlemeye başladı.

Bu gerçeği, DEM’in başta Diyarbakır, Van ve Mardin gibi büyükşehir­ler olmak üzere etkili oldukları il veya ilçelerde yaptırdığı “önseçimler”de görmek mümkün. Oralarda güya önseçim yapılıyor ama yapılan önseçim değil, örgütün dayattığı isimlerin “zorla” seçtirilme­sinden başka bir şey değil. Bu gizli saklı da yapılmadı.

‘Devletle problem sürmeli’

Alın Diyarbakır örneğini.

Bir süre önce DEM, Diyarbakır’da önseçim yaptı. Seçim sonuçları açıklandığ­ında Garip Kandemir isimli biri açık ara farkla önde çıktı. Ama örgütün dayattığı isim Doğan Hatun çıkmayınca ikinci bir önseçim daha yapıldı. Hatun zorla da olsa seçtirildi. Bu yöntem her yerde izlendi.

Yöntemin dayatılmas­ında dikkat çeken bir nokta da aday gösterilme­k istenen isimlerin hepsinin “örgütle” ilişkili olma ihtimaller­inin yüksek olması...

Süreci şaşkınlıkl­a izleyen bir Diyarbakır­lı şöyle diyor:

“DEM yönetimi veya DEM’i yöne tenler sanki ‘kayyum’ atansın diye özel çaba harcıyor. Makul siya set yapmak isteyenler değil, sorun çıkaracak isimler tercih ediliyor. Mesela çok bilinen makul bir isim Numetullah Erdoğmuş ciddiye bile alınmadı.”

Peki neden böyle bir yöntem tercih ediliyor?

Denilen şu: Herkesin kabul edeceği makul adaylar konmuyor ki devlet le problem devam etsin. Bir anlamda DEM, kayyum siyasetind­en besleniyor. CHP’yle işbirliği siyasetini­n arka planında da böyle bir akıl var. Bu yüzden İstanbul veya İzmir gibi yerlerde ısrarla bazı belediyele­r isteniyor. Böylece “kayyum siyase ti” CHP üzerinden büyükşehir­lere taşınacak ve örgüt CHP’yi de işin içine katarak cephesini genişletec­ek.

Şimdi bu tabloyu tersyüz edebilecek bir çıkış geldi.

Demirtaş’tan yeni parti işareti

Çıkışın adresi de mühim. Düne kadar CHP ve CHP’nin kurduğu ittifaka en büyük desteği veren “Yürü Bay Kemal” diyen Edirne mukimi Selahattin Demirtaş, eşi Dilek Demirtaş üzerinden DEM yönetimini bile şaşırtan bir mesaj verdi. Dilek Demirtaş, eşiyle görüştükte­n sonra DEM’in İstanbul adayı olabileceğ­ini açıkladı. Bütün hesapları altüst edebilecek bu çıkışa Kandil izin verir mi bilemem ama Demirtaş’ın aday olması hem DEM’in oylarını artırır hem de üçüncü yol siyaseti hayata geçirilmiş olur. İşin bir başka sürpriz tarafı ise adaylık olsun veya olmasın Demirtaş’ın bu çıkışının DEM tabanında “yeni bir parti” işareti olarak yorumlanma­sı.

Tesadüf mü bilemem tam da bugünlerde 8 yıl sonra konuşan Leyla Zana da aynı kapıya çıkan benzer bir “uyarı” yaptı:

“Niye ikisinden birini seçmek zorunda kalalım ki? Ne CHP’nin ne de AKP’nin koltuk değneğiyiz. İkisi de değiliz; biz biziz.”

Eğer DEM, seçim sonrası söylenenle­ri unutur, İstanbul ve İzmir’de Kandil’in dayattığı “sivil siyaseti zehirleme” yöntemini izlerse, sadece seçim sürecini değil sonrasını da zehirler.

CHP’ye de bu zehirli siyasetin taşıyıcısı rolü düşer ki bunu taşıması hiç kolay olmayacak.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye