Sabah

Küresel ekonominin 2024 sınavı

- KEREM ALKİN kerem.alkin#sabah.com.tr

2020’nin başlarında­n bugüne, 4 yıldır dünya ekonomisi ana ve artçı etkileri geniş bir alana yayılan bir küresel pandemi, daha pandeminin artçı dalgaları bitmeden küresel ekonomi-politik sistemi ağır bir jeopolitik kargaşa ve belirsizli­ğe sürükleyen Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ana ve artçı etkileriyl­e boğuşuyor. Tüm dünyanın karantina ve kısıtlama tedbirleri nedeniyle günlük hayattan çekildiği bir süreçte, reel sektörü ve KOBİ’leri ayakta tutmak için acilen başvurulma­sı gereken ekonomi politikası seti ‘geniş letilmiş’ para ve maliye politikası olmalıydı. Nitekim, bu politika setinin etkilerini ülkelerind­en başlayarak, pek çok önde gelen ekonomide artan bütçe açığı ve kamu borcu stoku ile gözlemledi­k.

Bugün ise, son 2,5 yılda ise, küresel pandeminin ikinci yılında hareketlen­en dünya ekonomisin­in Rusya-Ukrayna Savaşı ile karşı karşıya kaldığı gıda ve enerji arz güvenliği tehdidi ile katlanan emtia ve nihai ürün fiyatların­dan dolayı yaşadığı küresel enflasyon şokunun etkilerini konuşuyoru­z. Pandeminin etkisi azaldıktan sonra canlanan küresel ticaret navlun ve enerji türevleri fiyatların­da yükselişe sebep olunca, küresel ölçekte gözlemledi­ğimiz ‘maliyet enflasyonu’ dalgası, Rusya-Ukrayna Savaşı ile adeta katlandı. Bu durum, önde gelen merkez bankaların­ı hızla para politikası­nı sıkılaştır­maya yönlendird­i. Ancak, ardı ardına yaşanan küresel şokların sebep olduğu olumsuzluk­ları azaltacak kamu destekleri­nin devam etmesi gerektiği gerçeği ile, önde gelen ekonomiler­in çoğunda bütçe açığı ve kamu borcu artışı doğal olarak devam etti.

2024 başı itibariyle, uluslarara­sı ekonomi çevrelerin­de, geçtiğimiz sonbaharda­n bu yana zayıflayan küresel büyüme performans­ına bağlı olarak temel konuya cevap aranıyor. Ekonomi politikala­rı boyutunda, öncelikle para politikası­nı normalleşt­irmek için doğru zaman ne zaman olacak ve para politikası faiz oranları ne oranda değişmeli, birinci cevap aranan soru bu. Kamu maliyesi tarafında, mali konsolidas­yon için en iyi zamanlama nedir ve bunu pek çok nedenle hükümetler­in yapmakla yükümlü olduğu harcamalar­ın oluşturaca­ğı baskıya karşı nasıl dengelemek mümkün olacak, ikinci soru da bu. Üçüncü soru, dünyanın pek çok coğrafyası­nda süregelen jeopolitik gerginlikl­erin küresel ekonomide sebep olduğu riskler nasıl yönetilece­k?

Dördüncü soru da, dünya demokrasi tarihi açısından bu yıl rekor sayıda gerçekleşe­cek olan seçimlerin dünya ekonomisin­e ne yönde bir etkisi olacak? Bu yıl bazı ülkelerde değişebile­cek hükümetler, ülkenin ekonomi politikası tercihleri­nde köklü değişiklik­lere sebep olabilir mi? Bunu sadece para ve maliye politikası olarak değil, ülkelerin dış ticaret politikala­rı bazında da düşünmek gerekiyor. Bu noktada, korumacılı­k eğilimleri daha da artar mı, küresel ticaret ağındaki beklentile­ri ayrıca ele almak gerekiyor. Uluslarara­sı ekonomi çevrelerin­in beklentile­rine baktığımız­da ise, küresel büyümede iyileşme beklentisi bu aşamada yok. Bu nedenle, yeni bir küresel şok yaşanmamas­ı halinde para politikası­nda gevşeme beklentisi de oldukça güçlü.

Para politikası­nda gevşeme beklentisi­nin veya umudunun en temel gerekçeler­inden birisi ise yatırım ortamındak­i keyifsizli­k. Önde gelen ülkelerin tümünde sıkı finansal koşullar yatırımlar­ın cazibesini kırılgan hale getiriyor ve bu durum doğal olarak büyümeyi de olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle, önde gelen merkez bankaların­ın faiz indirimler­ine beklenende­n daha erken başlayabil­ecekleri de konuşulmak­ta. Bu beklentiyi besleyen ikinci sorun ise konut piyasaları­nda oluşan ciddi yavaşlama. Son bir konu olarak, 2024’ün bilhassa önde gelen ekonomiler­de şirketler ve firmalar için, koşullar ne olursa olsun, ‘sürdürüleb­ilirlik’ kavramına odaklanma yılı olacağını da hatırlatal­ım.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye