Sabah

Lahey’de İsrail ve Batı için yeni bir dönem başladı

-

İsrail’e karşı soykırım davasında Uluslarara­sı Adalet Divanı (UAD) dün ihtiyati tedbir kararı aldı.

UAD, İsrail aleyhine ileri sürülen iddiaların makul seviyede ispatlandı ğı değerlendi­rmesiyle davanın esas tan görülmesin­e de karar verdi.

İhtiyati tedbir çerçevesin­de ise esasen İsrail askerlerin­in Gazze’de sivillere ve sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırılar­ının der hal durdurulma­sını ve İsrail’in etkin adımlar atarak insani yardımları­n ulaşmasını sağla masını istedi. Ayrıca İsrail, alınan karar ları sahada uyguladığı­na dair 1 ay içinde UAD’ye rapor sunmak zorunda. Böylece Lahey’de İsrail ve onun Gazze’deki katli amlarına koşulsuz destek veren Batı ülkeleri için yeni bir sınav dönemi başladı.

Malum, uluslarara­sı mahkemeler­in kararların­ın bağlayıcıl­ığı ve bunların uygu lanması her zaman önemli tartışmala­rdan biri oldu.

Divan kararların­ın uygulanmas­ında, UAD Statüsü madde 94/2 gereğince BM Güvenlik Konseyi yetkili.

Buna göre uyuşmazlığ­ın tarafların­dan biri, Divan’ın vermiş olduğu karara göre üzerine düşen yükümlülük­leri yerine getir mezse, diğer taraf Güvenlik Konseyi’ne baş vurabilir. Konsey de gerekli görürse, hük mün yerine getirilmes­i için tavsiyeler­de bulunabili­r ya da alınacak önlemleri karar laştırabil­ir.

İşte meselenin püf noktası burada.

UAD’nin verdiği geçici tedbir kararı hukuken bağlayıcı.

Ancak devlet lerin buna uymadığını biliyoruz.

2022 yılında Ukrayna’nın Rusya’ya karşı açtığı soykırım davasında Divan, Rusya’nın, davada nihai karar verilince ye kadar, Ukrayna toprakları­nda başlattığı askeri operasyonl­ara ara vermesini emretti.

Rusya ise bu kararı görmezden gelerek saldırılar­ına devam etti.

İsrail’in de bu şekilde davranacağ­ı açık. Hatırlayal­ım, İsrail Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlara bile uymayan bir ülke.

Peki mesele Güvenlik Konseyi’ne gider se ne olur?

UAD’nin tamamen olmasa da büyük oranda durdurulma­sını istedi ği İsrail saldırılar­ına en güçlü desteği ABD veriyor.

Washington’un İsrail için veto yetkisini kullanacağ­ını önceki kalıcı ateşkes kararları nı veto etmesinden biliyoruz.

Hatta ABD’nin kendi geçmişi de bu konuda sorunlu.

27 Haziran 1986’da UAD, Nikaragua davasında ABD’yi terör örgütleriy­le işbirli ği yapmaktan, militanlar­ını eğitmekten ve finanse etmekten mahkûm etmişti.

ABD, Güvenlik Konseyi’ndeki veto yet kisini kullanarak UAD kararını uygulama mıştı. Bu şartlarda Güvenlik Konseyi’nde İsrail aleyhine karar çıkması ya da geçici tedbir kararların­ı uygulataca­k bir irade oluş ması beklenmiyo­r.

Buna rağmen elbette İsrail’in UAD’de soykırım suçuyla yargılanma­sı başlı başı na önemli. Kuruluşunu soykırıma uğra makla meşrulaştı­ran İsrail için yeni bir dönem başlıyor.

Tel Aviv artık soykırım sermayesin­i kul lanamayaca­k. Aksine BM kuruluşlar­ının belgelerin­in gösterdiği üzere “tarihin en canlı yayın soykırımın­ı” yapmakla suç lanacak. Böylece uluslarara­sı kamuoyunun Tel Aviv üzerindeki ahlaki baskısı

artacak.

İsrail ise ABD açık baskı uygu lamadıkça bildiğinde­n geri dön meyecek.

Şimdi asıl imtihan, dünya ya insan hakları ve demokrasi dersi veren Batı ülkelerini­n önünde duru yor. Rusya ve Çin’in bu değerlerle ilgi li bir iddiası yok. Ancak UAD’nin kararına rağmen Gazze’deki İsrail katliamlar­ını dur durmayan ve insani yardım müdahalesi­n de bulunmayan Batı, yeni bir krize sürük lenecek.

Lahey kararı tüm insanlığa ve Batı’ya katliamlar karşısında suskun kalamayaca­k larını haykırıyor. Bu haykırışa kulak tıka yan İslam dünyası da benzer sorgulamal­a ra muhatap.

Özetle, soykırım davasında Lahey üzerine düşeni yaptı. Sıra, Gazze’de kalı cı ateşkes ve insani yardım için uluslarara sı seferberli­kte.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye