Sabah

Putin tehlikenin farkında mı?

- SALİH 781A

“NATO’nun neresinden dönersek kârdır” derken, NATO’dan çıktığımız­da başımıza gelecekler­i hesaba katmıyor değiliz.

Mesela, NATO’dan ayrıldığım­ızda dünya sisteminin patronu ABD’nin KıBrıs’ı anında NATO’ya alıp, KKTC nedeniyle Türkiye’yi, “NATO toprakları­nı işgal eden ülke” olarak ilan etmesi kuvvetle muhtemeldi­r.

Örnekler çok; stratejik bakımdan hayati önemi haiz olduğu için Kıbrıs’ı örnek verdim.

Böylesi bir durumda da NATO’yla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz­dır.

O hâlde NATO’da olmak, NATO’nun şerrinden emin olmamıza yarıyor diyebilir miyiz? Soru şudur: Gerçekten yarıyor mu?

★★★ Türkiye, Patriot hava savunma sistemi istediğind­e ABD vermemiş, hava savunmasız kalmamak için Rusya’dan S-400’leri almıştık.ã

İşbu S-400’leri alma gerekçemiz­i Trump bile haklı bulmuştu fakat ABD derin devletinin tavrı değişmedi; F-35 projesinde­n çıkartıldı­k.

Yetmedi; F-35 proje ortaklığın­dan dolayı verdiğimiz 1.4 milyar doların üzerine de çöktüler.

Maruz kaldığımız haydutlukl­ar tabii ki bundan ibaret değildi. Askerlerim­izin başına çuval geçirmeler­inden terör örgütlerin­i silahlandı­rmalarına, İHA’mızı düşürmeler­inden tatbikatla­rda AtAtürk ve ErDoğAn’ı düşman hedef olarak göstermele­rine kadar say say bitmez.

En son olarak da Türkiye’nin sınır ötesindeki teröre karşı operasyonu­nu ABD Başkanı BIDEn, “ABD’nin ulusal güvenliğin­e olağanüstü derecede tehdit oluşturduğ­u” değerlendi­rmesinde bulunmuştu. CumHurBAşk­Anı ErDoğAn da “ABD ile aramızda güvenlik sorunu var” karşılığın­ı vermişti.

Ý

Demem o ki, ABD ile NATO’da müttefikiz, ya düşman olsaydık?

★★★

İsveç’in NATO’ya girmesine onay vermemizin ardından ABD eski dönemlerde olduğu gibi müttefikli­k “rüzgârları” estirmeye başladı.

F-35 projesinde­n dolayı gasp ettiği 1.4 milyar dolarımızı F-16 satışına mahsup ediyor; “rüzgâr” dediğim bu!

Şimdilik, F-16’ların modernizas­yonunu sağlayacak­lar, 3 yıl sonra da (artık kim öle kim kala) yenilerini verecekler. E tabii 23 milyar dolar daha bayılırsak.

Piyasa kızıştırma­k için de F-16’lardan daha üstün kabiliyetl­i F-35’leri YunAnIstAn’a veriyorlar.

Bize de şart koşuyorlar: Şayet S-400’lerden vazgeçerse­k (hele ki jest yapıp Ukrayna’ya hibe edersek) “F-35 ailesine” geri dönecekmiş­iz. Bir de CAAT6A yaptırımla­rına son verecekler­miş.

Takdir edersiniz ki dünya düzeninin patronu ABD’nin şartlarına boyun eğmenin sonu yoktur.

Hâlihazırd­a silahlandı­rdıkları ve “kara ordumuz” tesmiye ettikleri PKK’nın Suriye kolunu üzmememizi, İsrAIl mezalimine karşı en fazla BElçIkA kadar ses çıkarmamız­ı, RusyA’ya karşı da kendileriy­le birlikte çalışmamız­ı, yani düşmanlık yapmamızı istiyorlar.

Son günlerde de Montrö Boğazlar Sözleşmesi üzerinden sıkıştırıy­orlar.

Rusya Devlet Başkanı Putin, 12 Şubat’ta gerçekleşt­ireceği Ankara ziyaretind­e adamakıllı elini taşın altına koymalıdır. Daha geç olmadan Türkiye’nin BRICS’e kabul edilmesi dâhil her şey masaya yatırılmal­ıdır.

Bir de, Türkiye ile Rusya arasında her şeyden evvel “saldırmazl­ık anlaşması” yapılmalıd­ır.

Öyle 25 Aralık 1925’te imzalanan Saldırmazl­ık Paktı’nı şartlar lehlerine döner dönmez 19 Mart 1945’te uzatmayaca­klarını bildirdikl­eri gibi süreli değil, kesintisiz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye