CEHALET KARANLIĞINI YIRTIP ATACAĞIZ
ERDOGAN: İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dinin bizatihi kendisine husumettir. Temelinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı vardır. Milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’nde şu mesajları verdi:
HAYAT BOŞLUK KABUL
ETMEZ: İslam medeniyetinin bugünkü mirasçıları, sizlersiniz. Irkçılık, asabiye, mezhepçilik, tefrika, cehalet gibi sosyal marazları ortadan kaldırmak sizlerin emekleriyle mümkün olacak. Hayat boşluk kabul etmez. Bıraktığınız her boşluk ya sosyal medya şarlatanları ya FETÖ vari terör örgütleri, ya 5’inci kol elemanları, ya zehir tacirleri, ya marjinal yapılar, ya küresel güçlerin teşvikiyle yaygınlaşan sapkın akımlar ya da emperyalistlerin içimizdeki aparatları tarafından doldurulacaktır.
HOCA KILIKLI SAHTEKÂR: Milletimizin başına musallat olan PKK belasının, geri planında ihmal edilmişlik, geri kalmışlık ve cehalet vardır. DEAŞ’lı canilerin istismar alanı dinimizin mukaddes kavramlarıdır. Çağımızın haşhaşileri FETÖ’cüler, dini kavramların arkasına saklanarak yıllarca insan devşirmişlerdir. 15 Temmuz, hoca kılıklı bir sahtekârın, ülkemize ne kadar büyük zarar verebileceğinin en son örneğidir. Böyle bir facianın tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz. Tek bir evladımızın dahi ihanet şebekeleri ve terör örgütlerinin avucuna düşmesine rıza gösteremeyiz.
MAZLUMLARIN SİZE İHTİYACI VAR:
Zalim İsrail’in, Filistinli kardeşlerimize neler yaptığını görüyoruz. Rabbim Kahhar ismiyle bunları kahrı perişan etsin. Biz öyle nesil yetiştirmeliyiz ki Filistin’in düştüğü duruma düşmeyelim. Gözlerini ülkemize yöneltmiş mazlum ve mağdurlara umut aşılayacaksınız. Daha âdil ve yaşanılabilir bir dünyanın özlemiyle yaşayan tüm mahzun ve mazlum gönüllerin sizlerin mücadelesine ihtiyacı var.
TÜRK’Ü İSLAM’DAN AYIRAMAZSINIZ:
Bin yıldır Türkler İslam’ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiş; Türkler İslam’ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuş. Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir. İslam’ı Türk’ten, Türk’ü İslam’dan ayıramazsınız. Son dönemde Türkiye karşıtı kimi çevreler tarafından çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Bu, lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı “İslamsız Türklük” tanımıdır. İslam’ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi, Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öğe haline getirme teşebbüsüdür. Gaye milletin mayasını bozmak, dışarıdan sarsamadıkları kaleyi içeriden çökertmek, mümkünse teslim almak.
ŞERİATA DÜŞMANLIK: Kampanyanın ikinci kulvarında farklı maskeler altında sahnelenen “şeriat” düşmanlığı var. İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dinin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp
inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur. Her iki tartışmanın özü, “kelime-i tevhidden” habersiz, “Elifi görse mertek zanneden” cahil cühela kesimlerce köpürtülmesidir.
HAFAKANLAR BASIYOR: Hukuku savunmakla görevli olan kimi barolar çıkıyor, kelime-i tevhid lafzının yazılı olduğu bayraktan rahatsız oluyor, hatta son derece edepsiz ifadelerle suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetleri, inancını dosdoğru yaşamaktan başka gayesi olmayan milyonlarca vatandaşımızı gericiyobaz-mürteci diyerek tahkir edebiliyor. Ülkenin en büyük ikinci siyasi partisinin genel başkanı, çocuklara din eğitimi verilmesine “ortaçağ zihniyeti” deme gafleti gösterebiliyor. Milletimizin evlatlarına mukaddes kitabını, peygamberini, inanç değerlerini öğretmesi karşısında bunları adeta hafakanlar basıyor.
YIRTIP ATACAĞIZ: Ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, daha sonra vesayet dönemlerinde artan “kimliksizleştirme”
NİJERLİ BAŞBAKANI KABUL ETTİ
Erdoğan, Nijer Başbakanı ve Ekonomi ve Finans Bakanı Ali Mahamane Lamine Zeine’yi kabul etti.
politikaları, bu toprakların nasıl vatan kılındığını bilmeyen, milletimizi millet yapan hasletlere bigâne olan, Türkiye’ye dair hiçbir tasavvuru, hiçbir emeli, hiçbir endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır. Türkiye’de, sayıları az da olsa kimi çevrelerde “şeriata” yönelik sergilenen pervasızlıkların temelinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı vardır. Ülkemizde, en azından bir kesimin, içinde bulunduğu cehalet karanlığında giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Sizlerin de samimi çabalarıyla milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağız.