CHP’de ‘ganimet’ savaşı
Yerel seçimlere iki aydan az bir süre kaldı ama CHP’de isyan ve kavga bitmedi. İstanbul’dan İzmir’e Ankara’dan Mersin’e hangi il veya ilçeye bakarsanız bakın özellikle “kupon” bele diyelerdeki paylaşım savaşı had safhada.
Partide “değişimci” ekibin kazanmasına rağmen parti içi ikti dar kavgası durmadı tam aksi ne tarihinde olmadığı kadar hem yaygınlaştı hem de alenileşti.
Peki neden böyle oldu? Önceki gün uzun yıllardır tanı dığım ve Kılıçdaroğlu’na yakın lığını bildiğim tecrübeli bir CHP’li siyasetçiyle konuşuyordum. Söz dönüp dolaşıp partideki “üç baş lılığa” ve son tartışmalara geldi.
Yakın geçmişte olup bitenlere karşı çıkmadığı, sustuğu için piş man olduğunu söyleyen tecrübe li siyasetçi gerçeği kabul ediyor ve “kaybettik” diyerek ekliyordu: “Siyasi mücadelenin bir kaybedeni bir de kazananı olur. Biz CHP kurultayında kaybettik arkadaşlar kazan dı. Bunu kabul etmemiz lazım. Her savaşın bir gani meti var şimdi paylaşılacak. CHP’de olan bu...”
Doğrusu siyasi bir parti de “ganimet” savaşından söz etmesi çarpıcıydı. O yüzden uzun sohbeti biraz kısaltarak olduğu gibi aktarmak istiyorum. Bugün CHP’den tasfiye edilenlerin CHP’ye nasıl baktıklarını anla mak açısından söyledikleri ders lerle dolu. Buyurun:
“Bizim girdiğimiz müca delenin ideolojik ve siyasi sonucu yok. Sadece ganimet savaşı var. Çünkü kurultayda CHP’nin duruşuyla, Türkiye ve dünyaya bakışıyla ilgili bir müca dele olmadı. Kimsenin de ‘CHP sosyal demokrat mı, anti emperyalist mi, kamucu mu yoksa liberal mi?’ diye bir derdi olmadı.
Bugün olan mevki makam kavgasına öfkelenmek yanlış. Esas yanlış ise sorgulamadan, partide olup bitenlere inanmak. Partinin bu noktaya gelmesinde bizim suçumuz çok büyük.
Bazı arkadaşlar tekrar aday gösterilmediğine öfke leniyor. Ben de onlara öfke leniyorum. Siyasete paraya sokarsan olacağı bu. Daha çok parası olan gelir seni siler, süpürür.
Partide siyasi ve ideolojik temelde bir yoldaşlık hukuku kalmadı. Delege artık ilk plan da ‘Ben ne alırım?’ hesabında. Eee... tabi mahallenin büyük abisi gelince küçükler tornistan etmek zorunda. Parası çok olan az olanı bastırır.
Dün ‘Kemal Kılıçdaroğlu olursa ittifak sürdürülemez ve seçimi kazanamayız’ diyor lardı. Şimdi bırakın 11 büyükşeh rin üstüne bir iki belediye koy mayı İstanbul’u, Antalya’yı, Mersin’i alabilir miyiz nokta sına geldik.
Geçmişte CHP kongreleri ve kurultaylarında kimsenin aklının ucundan para geçmezdi. Şimdi öyle mi? Herkes paranın izini sürüyor.
Bu zihniyet partiye belediye ler aracılığıyla taşındı. Kurultayı etkileyecek boyutu ulaşması da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kazanılmasıyla oldu. Ekrem İmamoğlu o güçle İstanbul kongresi ve CHP kurultayını kazandı.
Onu bu noktaya taşı yan ve yoktan var eden de Kılıçdaroğlu’ydu. Kılıçdaroğlu’nun kafasında sağ dan, muhafazakarlardan oy ala cak bir proje vardı. O projeyi ger çekleştirmek için İmamoğlu’nu seçti. Bir anlamda kendi yaşadı ğı özel travmayı böyle aşabileceği ni öngördü. İyi adam, iyi siyasetçi olduğu için değil, projesine uygun olduğu için, girdiği her kabın şek lini alan biri olduğu için seçildi. Bu adamın cumhurbaşkanı olmak istediği ülkede ben de Samanyolu galaksisi başkanı olurum.”