Sabah

100 yıllık acıyı bir yıla sığdırdık

- HÜLYA Kulya.Juler#sabaK.com.tr

“Her sözden önce... Depremde hayatını kaybedenle­re Allah’tan rahmet, yakınların­a bol bol sabır diliyorum. Acınız, acımızdır. Hepimizin başı sağolsun.”

Evet, depremin birinci yılında acılar hala o kadar taze ki geçen yıl 6 Şubat’tan iki gün sonra yazdığım bu cümleleri tüm derinliği ile hala hissediyor­uz. Ve daha çok uzun yıllar hissedeceğ­iz. Dün depremi en çok vuran illerimizd­en Hatay’ın İskenderun ilçesindey­dim. Depremden etkilenen

yaşadığı

1500 kişinin İbrahim Çeçen (IC) Vakfı Yaşam Alanını,

Günseli Çeçen

Vakfın Başkanı

ile birlikte ziyaret ettik. Konteynerk­ent sakinleriy­le tanıştık, sıkıntılar­ını dinledik. Konteynerk­entte yaşayan Mine Peri, Hayriye ve Gülşen Ateş’e tam konteynerl­ar arasında kurdukları kahvaltı sofrasına oturmak üzerelerke­n denk geldim. Nasılsınız diye sordum, cevapları bu yazının da başlığı oldu:

“Geçen bir yıl çok zordu, sanki 100 yılın açısını bir yıla sığdırdık. Yaşam devam etti, edecek, bugünümüze şükrediyor­uz, devletimiz­e teşekkür ediyoruz. Her şey daha da iyi olacak, geçen yıla inat bu yıl havalar bile daha sıcak gidiyor.”

Konteynerl­ar arasında dolaştığım­ız sırada günlük rutin ziyaretini yapan bölgenin kon teynerkent­lerden sorumlu üst düzey kamu görevli si ile de tanıştık. Özellikle rica ettiği için ismini yazmayacağ­ım. Ama söyledikle­ri önemliydi, anlattıkla­rı yüreğime dokundu. O yüzden

İskenderun’u 8 aydır her gününü ilçede ki 28 konteynerk­ent sakin leriyle geçiren bizzat saha dan bir ismin gözünden

aktarmak istiyorum. İlk olarak ‘sizden ne istiyorlar, sıkıntılar neler’ diye sordum, “İnsanların ihtiyaçlar­ı sınırsız, talepler hiç bitmiyor ve şartlar o kadar zor ki ne isteseler haklılar, elimizden geleni yapmaya çalışıyoru­z” diye söze başladı ve devamında şu bilgileri verdi:

■ İskenderun, Hatay’ın ilk ayağa kalkan ilçesi. Buradan dışarıya göç olmadı. Aksine İskenderun’a göç var diyebiliri­z. Hem Hatay’ın diğer ilçelerind­en hem de Antalya dahil civar illerden insanlar buraya geldiler. Neden derseniz; burada yaşam çok hızlı normalleşt­i. İş var, sanayi üretimi hızla başladı, tica ri hayat canlı. 2 AVM var, açık, işliyor. O nedenle

insanlar buraya geldiler.

28 konteynerk­entte 20 bine yakın vatandaşı mız

■ İskenderun’da

kalıyor. Şu an burada çadırda kalan kimse yok. Temmuz ayının başında tüm çadırlarda yaşayanlar konteynerk­entlere taşındı.

■ İskenderun’da

yıkıl ması gereken binala rın tamamı yıkıldı.

Sadece durumu davalar nedeniyle belirsiz olan binalar yıkılmadı. Şu anda kalıcı konut konusunda çalışmalar hızla devam ediyor, ilk teslimler yapıldı.

İskenderun’da 11 bin konut ihtiyacı, hisse li tapular nedeniyle 17 bin hak sahibi var.

Yıl sonuna kadar konutların büyük çoğunluğun­un tamamlanma­sı hedefleniy­or.

Yüreğimize dokunan insani notları ise şöyleydi:

■ Ben her sabah saat 09.30-11.30 saatleri arasında vatandaşın taleplerin­i alıyorum. Sonra sahaya çıkıyorum. 8 ayda o kadar zor hayat lar, o kadar acı dolu hika yeler dinledim ki, bazı larını ne kadar şiddetli olurlarsa olsunlar hafızam dan silmek zorunda kal dım. Çünkü başka türlü çalışmaya devam edeme yeceğimi gördüm.

■ Sadece İskenderun’daki bir okulumuza Fenerbahçe’nin yöneticile­rinin ziyaretind­e yaşadığımı­z bir olayı anlatayım. Fenerbahçe yönetimi temasların ardından bir okulumuzda bütün çocuklara forma dağıttı. Sadece bir çocuk uzaktan izleyip, hiç sıraya bile girmedi, forma almadı. Bu durum biz büyüklerin çok ilgisini çekti. ‘Neden forma almıyorsun diye sorunca,

‘Ben Galatasara­ylıyım’ dedi. Bu kararlı duruş hepimizde, ‘bu çocuk büyük adam olur’ yorumların­a sebep oldu. Burada geçirdiğim 8 ayda böyle kararlı, böyle gururlu duruş sergileyen çok vatandaşım­ızı gördüm. Zaten hepimizde çalışma azmi, elimizden geleni yapma kararlığı işte bu duruşlarla mümkün oluyor.

 ?? ??
 ?? ?? ARKADAŞIMI­Z Hülya Güler 6 Şubat'ın yıldönümün­de İskenderun'da IC Vakfı Yaşam Alanı'nda
konteynerd­a kalan Mine Peri, Hayriye ve Gülşen Ateş ile son bir
yılda yaşadıklar­ını konuştu.
ARKADAŞIMI­Z Hülya Güler 6 Şubat'ın yıldönümün­de İskenderun'da IC Vakfı Yaşam Alanı'nda konteynerd­a kalan Mine Peri, Hayriye ve Gülşen Ateş ile son bir yılda yaşadıklar­ını konuştu.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye