‘Yeniden küllerimizden doğacağız...’
Bir yıl sonra “küçük kıyamet” dedi ğimiz 6 Şubat depremlerinin büyük yıkıma yol açtığı Hatay’dayım. Bu güzelim medeniyetler şehrini böyle gör mek insanın içini acıtıyor. Yıkımın izleri her yerde. Öyle bir yıkım ki Hatay, 11 ilin top lam kaybı kadar insanını kaybetti. Yaklaşık 25 bin can... 220 bin de ev ve işyeri yıkıl dı. Şehir sessiz ve çaresiz, insanlar hüzünlü. Yıkıntılar büyük oranda kaldırılmış olsa da hâlâ onlarca bina hasarlı ve öylece duruyor.
Bir yıl sonra bir Hataylının ağzından şu cümleler dökülüyor: “Sadece ağlamak istiyorum...”
Şehrin bir yüzünde böyle bir gerçek var. Öteki yüzünde ise yepyeni bir umut yeşeri yor. Önceki gün Başkan Erdoğan 7 bin 300 konutu sahiplerine teslim etti. 40 bin konutun da temeli atıldı. Şehrin tarihi mer kezinde ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hummalı bir çalışma yürütüyor. Hatay aynı zamanda şantiye gibi. Bir yanı yıkılırken bir yanı yenileniyor.
Evlerine kavuşanlar, derme çatma çarşı larda ticaretini sürdürenler, onca yıkıma rağ men eğitime ara vermeyenler geleceğe daha umutla bakıyor.
Küçük büfesinde işini sürdürmeye çalı şan bir esnaf da o umudu şöyle dile getiri yor: “Yeniden küllerimizden doğacağız...”
Marmara’yı yıkan 99 depreminden sonra ne zaman benzer bir yıkım tablo su görsem aklıma hep aynı soru takılıyor: “Ders aldık mı?”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, devletin ders aldığını 99 Marmara depremine işaret ederek anlatıyor: “99 Marmara depremine üzüldük, oradan bir ders aldık. Depremden sonra yapılarla ilgili yönetmelikler geliştirdik. Aradan geçen 23-24 yıl boyunca buna harfiyen uymaya çalıştık. Emin olun son depremde 99’dan sonra yapılmış olan hiçbir bina yıkılmadı.”
Devletin yaptıkları yeterli mi değil mi tartışılır. Ancak ortada Türkiye’ye özgü başka bir garabet var. Deprem konusun da bile iktidar ile muhalefet bir araya gele miyor. Hatırlayın, 2012’den sonra Türkiye ilk kez Kentsel Dönüşüm Yasası’yla tanış tı. 99 depreminden sonra yapılanlar sağ lamdı ama ondan öncekilerde ciddi sorunlar vardı. Konut stokunun yüzde 60’ı depreme dayanıksızdı. Bu deprem kuşağındaki bir ülke için korkunç ötesi bir şeydi. İşte kentsel dönüşüm yasası buna bir çözüm üretmek için getirilmişti.
Dönüşüme itirazın ağır bedeli
Ama ne yazık ki bu yasa güçlü bir biçim de hayata geçirilemedi. O zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan nere deyse her konuşmasında adeta yalvararak kentsel dönüşüme destek istiyordu. Ama ne mümkün, karşısındaki CHP ve sosyalist sol muhalefet, büyük ihtimalle sırf AK Parti bu işi başarmasın diye sürekli karşı çıktı, eylem düzenledi. İstanbul Tozkoparan’dan Beykoz’a, Üsküdar Kirazlıtepe’den Esenler’e nerede bir dönüşüm hamlesi varsa, orada karşılarına CHP ve destekçileri çıktı. Sadece Esenler’de yapılan kentsel dönüşüme İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve odaların açtığı dava sayısı 34.
Bu itirazın en ağır bedelini ise Hatay ödedi. Hatay’ın Emek Mahallesi ile İskenderun’un Cumhuriyet Mahallesi, 6 Şubat depremlerinde yerle bir oldu. Binlerce insan hayatını kaybetti. Oysa o mahalle de yasa çıktıktan sonra kentsel dönüşüm kap samına alınmış hatta projeleri yapılmıştı. Ama gerçekleşmedi; çünkü CHP ile sosyalist sol hem sokaklara döküldü hem de mahke me kapılarına... Ve mahallenin dönüşümü durduruldu.
Şimdi aynı soruyu muhalefete soralım: Hatay depreminden bir ders çıkardınız mı?
Hiç sanmıyorum, daha dün yaz dım İstanbul Büyükçekmece’de teme li olmayan 144 lüks villaya izin veren
CHP’li Büyükçekmece Belediyesi’ydi. İstanbullulara 100 bin konut sözü verip onda birini bile yerine getirmeyen de yine CHP’li İBB başkanıydı.
Son sözü Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’a bırakıyorum: “Biz yerkürenin en büyük depremini yaşadık, büyük kayıp verdik. Deprem siyaset üstüdür ve bir güvenlik sorundur. Siyasetin işi çözüm üretmektir, engel çıkarmak değil.”
SMS MO9 \a] ·\e g|QGer
IaFeEooN Fom/maKmXWoYXr