Sabah

‘Biz de sizin gibi burjuvayız’

- 7eO MDKPXW g9hR

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan iki kutuplu dünya düzeninde ve sonrasında dünyanın neresinde bir kaos veya darbe olsa arkasında ABD ve Batı Bloku vardı. Tabii bu tespit, Sovyetler’in ve devamındak­i Rusya’nın ya da Çin’in tertemiz olduğu anlamına gelmiyor. Ama düzenin esas patronu ABD’ydi ve ABD hâkimiyeti­ni ya ekonomik tetikçiler­iyle ya da başta CIA olmak üzere Batılı istihbarat örgütleri aracılığıy­la kaos çıkararak, kumpas kurarak yönetti. Küresel dengeyi bir “düş man” yaratarak sürdürdü.

Başlarda düşman Sovyetler ve Çin’di. Sovyetler çökertildi­kten sonra Rusya hedefe konuldu. Aynı zaman diliminde ona paralel ikinci bir “düşman” daha üretildi. Kendi kurdurdukl­arı terör örgütleri ve “haydut devletler” üzerinden İslam “düşman” ilan edildi. Şu anda bu sürecin içindeyiz.

Hiç değişmeyen düşmanları ise “bağımsızlı­kçı” liderler ve ülkelerdi. Atatürk’ten Tito’ya, Musaddık’tan *andi’ye, günümüzde ise Lula da 6ilva’dan Recep Tayyip Erdoğan’a bağımsız veya biraz otonom davranan liderler veya ülkelere ya darbe yapıldı ya da itibarsızl­aştırıldı.

ABD ve Batı Bloku, söylem olarak dünyanın daha demokratik olmasını ister görünürken, fiiliyatta tam tersi karıştırıy­ordu. Teröre destek oluyor, ülkeler arası sorunları içinden çıkılmaz hale getiriyord­u.

Bu sürecin son örneği Ukrayna’ydı.

Hem bu konuda hem de ABDRusya ilişkileri­nde son 30 yılda neler yaşandığın­ı en iyi bilen isimlerden biri hiç kuşkusuz Rusya Devlet Başkanı 3utin’di. Putin, önceki gün ABD’li gazeteci Tucker Carlson’a konuştu. Hem zamanlamas­ı hem de içeriğiyle çok tartışılac­ak, ses getirecek bir konuşmaydı bu. O konuşmadan sadece iki konuda söyledikle­rini buraya almak istiyorum. İlki NATO’yla ilgili...

3utin, Rusya’nın NATO üyesi olmak istediğini bizzat ABD Başkanı Clinton’a önermiş:

“Kremlin’de Başkan Clinton ile görüştüm, hatta ‘Bill, NATO’ya girmek istesek, sence olur mu?’ dedim, o da ‘Bence olur, ilginç olur’ dedi. Sonra akşam yemeğine oturduk, o zaman ne dedi? ‘Biliyor musun, ekibim le konuştum, mümkün değil şu an’ dedi. İsterseniz gidin sorun, teyit edecektir. Evet deselerdi, yakınlaşma süreci başlardı ve nihayetind­e NATO’ya girebilird­ik, samimiyet görseydik olurdu, ama olmadı.”

Rusya’nın bu isteğinin çok daha önce başladığın­ı da şu sözlerle anlatıyor:

“1991’den sonra Rusya, uygar devletleri­n kardeş aile sine kabul edileceğin­i sandı, ama bu olmadı, bizi kandırdı lar. ABD, NATO’nun genişle meyeceğini söyledi, ama 5 kez genişledi, hepsine müsamaha gösterdik, ikna etmeye çalış tık, ‘Lütfen yapmayın’ dedik, ‘Biz de sizin gibi burjuvayız, serbest piyasa var, komünizm yok, pazarlık edelim’ dedik. Yeltsin, Kongre’ye gitti ve ‘Tanrı ABD’yi korusun’ dedi, hepsi bir sinyaldi. ‘Bizi de ara nıza alın’ denildi.”

İkincisi Ukrayna meselesi... Putin, Ukrayna’daki yıkımın 2014 darbesiyle başladığın­ı söylüyor:

“Ukrayna’da muhalefet yıkı cı adımlar atmaya başladı, işler Maidan gösteriler­ine ve darbeye kadar gitti. CIA deste ğiyle yapıldı. Hükümeti değiş tirmeyi başardılar. Darbeyi kabul etmeyenler­e zulmet tiler. 2014’te sivillere karşı uçak ve obüslerle savaş baş lattılar. Her şey böyle başladı, sivilleri bombalayan uçakla rın görüntüler­i var. Nasıl endi şeli olmayalım? Kayıtsız kala mazdık. ABD, bizi bu raddeye itti. Kayıtsız kalmak, Rusya’yı mahvedebil­irdi.”

SMS MO9 \Dz ’\e J|nGeU

IDFeERRN FRP PDKPXWRYXU

MH

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye