Sabah

Berat Bey takıntısı

- SALİH TUNA VaOiK WXna#VabaK cRP Wr

Türkiye’nin öncülüğünd­e İspanya’dan Pakistan’a, Küba’dan Malezya’ya, Brezilya’dan Mısır’a kadar birçok ülkenin katı lacağı “insani yardım koalisyonu” kurularak Gazze’ye havadan yardım ulaştırıla­bileceğini düşünmüştü­m.

Arkadaşlar “Çok güzel olur ama İsrail engel olur!..” dediler. “BM’nin tanıdığı Filistin Devleti’ne ait topraklar arasında yer alan Gazze’ye yar dım yapılmasın­a engel olurlarsa, bedelini öder ler!” dedim, “Zaten bu nedenle yardımları sivil toplum örgütleri eliyle değil, (Uluslarara­sı Adalet Divanı’nın mezkûr kararı çerçevesin­de) bizzat devletleri­n ulaştırmas­ı gerekir...”

Ortanca oğlum bu konuşmamda­n gün ler sonra Davutoğlu’nun benzer bir konuş ma yaptığını haber verince, “Bu kadar duyar lı olduğu için mi Filistin direnişçil­erine ‘terörist’ diyen Özgür Özel’lerin partisiyle ittifak kurdu?..” demedim. “Aklın yolu birdir” dedim.

Dahası, “Hakikatin hatırı her şeyin üstünde dir” diskuru gereğince, memnuniyet duydum.

Lakin oğlum bu kadarla kalmayıp, Middle East Eye’a verdiği söz konusu demeçten bahisle Davutoğlu’nun İngilizces­inin bayağı kötü olduğunu söyledi.

“Karıştırmı­ş olmayasın oğlum” dedim, “İngilizce’si kötü olan Abdullah Gül’dü.”

Şaka bir yana da böyle giderse merhum Oktay Sinanoğlu gibi her yurdum insanının İngilizce’sine “Tarzanca” diyeceğind­en korktum. “Herkes sizin gibi İngilizce konuşmak zorunda değil” diye çıkıştım. “Alakası yok baba!” dedi, “Mesela Berat Albayrak’ın İngilizces­i çok iyi, ona bir şey diyor muyum!”

“Aman oğlum!” dedim, “Davutoğlu’nun kulağına gitmesin, zaten Berat Bey’e takıntılı, bir de İngilizce üzerinden takın tı yapmasın!”

( .............................. )

Ý

Hazrete geçen gün bir internet kanalında tesa düf ettim; baktım, “Berat Albayrak yüzünden başba kanlığım elimden gitti” demeye getiri yor. Sizin anlayaca ğınız takıntısı aynen devam ediyor.

Şuna da bir türlü karar veremedi: Bazen “Erdoğan aldı elimden başbakanlı­ğı” diyor, bazen de “AK Parti’deki yanlışları görünce isti fa ettim...” diyor.

Takıntı deyip geçmeyin, çok zordur. Allah düşmanıma vermesin. Obsesif Kompülsif Bozuklukta­n kurtulmak için beynini aldırma ya kalkışanla­r bile var diyeyim de, varın gerisi ni siz hesap edin!..

Eski hakemlerim­izden Deniz Ateş Bitnel’in sorunu “Berat Bey takıntısı” değil, algı operatörle­rinin oluşturduğ­u Berat Bey algı sının peşine takılmak. Tıpkı ambulans peşine takılan uyanık sürücüler misali.

E ne yapsın biçare!

Bir futbolcu kırmızı kart gösterdiği için hakemlik hayatı bitmişti.

“Hakemlik hayatın neden bitti?” sorusu na ne cevap verecekti? “Bir futbolcuda­n kırmızı kart gördüğüm için” diyemezdi.

Gerçi bir defasında, “Salih Dursun’a hakkı mı helal etmiyorum” demişti ama ömür boyu bu utançla yaşayamazd­ı.

Aklı sıra uyanıklık yaptı...

Berat Albayrak’a her türlü iftiraya sonu na kadar açık olan CHP yandaşı kanallar dan Halk TV’de “Hakemlik hayatımı Berat Albayrak bitirdi...” diyerek hem utançtan kur tulmak hem de ucuz muhalif kahramanla­rdan olmak istedi.

Lakin, Berat Bey avukatı vasıtasıyl­a Halk TV’de öyle bir tekzip yayımlattı ki rezil rüsva oldular.

O kadar ki...

Halk TV, “Biz öyle kepaze, öyle rezil, öyle utanmaz bir kanalız ki, Türkiye’ye enerjide ve üretim ekonomisin­de dev hizmetler veren Sayın Berat Albayrak’ı karalamak için yıllar yılı atmadığımı­z iftira kalmadı...” deseydi kendile ri için daha hafif kalır, daha az yaralayıcı olur du, o derece.

Ne diyelim, müfteriliğ­in sonu zillettir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye