İsrail’in artık astarı yüzünden pahalıya geliyor
İsrail, İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından Müslüman coğrafyanın göbeğine yerleştirilmiş bir askeri üs. İşlevi de malum. Enerji kaynaklarının ve ticaret yollarının kontrolüne sahip bu bölgeyi terörize etmek. Düşük yoğunluklu savaşı sürekli kılmak. Komşularıyla ve taşeron terör örgütleriyle meşgul edilen ülkelerde istikrarsız kaotik rejimler oluşturmak. Böylece kaynakları daha rahat sömüreceği, silah satacağı, çarkını çevireceği bir ortam yaratmak.
Miadını dolduran “yeni dünya düzeni”nin, Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz’le bağlantısı olan bir P..
YPG devleti kurma hedefi de bu planın devamı.
Ancak 7 Ekim muammasını bahane ederek 4 aydır Filistinli sivilleri soykırıma tabi tutan İsrail’in maliyeti sürdürülemeyecek seviyeye ulaştı.
Lahey’de Güney Afrika’nın takdire şayan çabasıyla tarihe düşülen ve dünyanın tanıdığı “soykırım suçlaması” çok ama çok önemli bir aşama.
NBC News’ün haberine göre, Biden’ın, Netanyahu’nun başına nasıl bela olduğunu ağzını bozarak dile getirmesi de boşuna değil.
Batı ittifakının maddi desteğiyle ayakta duran, kârlı bir devlet olma yan İsrail’in astarının, yüzünden pahalıya geldiği yüksek sesle tartışılıyor. Netanyahu’nun sivilleri sürdüğü Refah Sınır Kapısı’na yönelik ramazana yetiştirmeye çalıştığı harekâtının bardağı taşıracağı dile getiriliyor.
Öyle ki sistemin ana ayaklarından biri olan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s bile İsrail’in kredi notunu düşürüp negatife çevirdi. Not indiriminin nedeni olarak da devam eden askeri çatışma ve ülke borç yükünün öngörülenden yüksek olması beklentisini gösterdi.
Biden yönetimi, Trump’ın kapıda beklediği kritik ABD seçimlerine bu ağır yükle girmemek için sürece radikal bir müdahalede bulunabilir.