Meseleleri bir kenara bırakmak...
“Kendini bil, kendini sev, ken dine değer ver” diye diye... Başkalarından haberi olmayan plaza tipleri çıktı ortaya.
Kendi duygusundan; kendi acısı ve sevincinden ötesini göremeyen insanlar, TV açıkken “haberler”i kapatıyor; kahve molasında *azze’den söz eden arkada şının yanından hızlıca uzaklaşıyor; çarşı pazardaki fiyatlardan yakınan insanlara “zavallılar” gözüyle bakıyor...
Sonuç ne derseniz?
“Başkaları”nın umursanmadı ğı bir dünyada hakiki bir benlik inşa etmek ve onu sevmek mümkün mü? Hayır!
Uyuz tebessümler mutsuzlukları örtmü yor.
★★★
Fark etmişsinizdir, global medya birden “kanser aşısı”nı dile getirmeye başladı. Ne oluyoruz, diyordum ki...
Anlaşıldı.
Putin, “Kanser aşısı üretmeye çok yakınız” açıklaması yaptı ve ekle di: “Çok heyecan verici gelişmelerin eşiğin deyiz.”
Eh, dev ilaç şirketleri Putin’in gerisinde kalacak ve dünyanın her yerinden Rusya’ya akın ede cek insanları izleyecek değiller ya, onlar da kendi koydukları engelleri kaldır maya başlayacaklar elbette.
Bu arada “kanser aşısı” dediniz mi, bugüne kadar kabullenilmiş “kanser” tanı mını kökten değiştirmeniz gerekecek.
Ya “aşı” teriminde problem var ya kanserde...
★★★
Bill Gates, “2030’dan sonra et yenmeyecek” demiş.
“Beni durmadan konuşturanlar size et yedirmeyecek” diyecek hâli yok tabii...
Biz ne yaparız o sırada? İç siyaset, o parti, bu parti konuşmaya devam eder miyiz?
★★★
Son zamanlarda dönüp dönüp büyük anayasa hukukçusu ve siyaset felsefeci si Carl Schmitt’in 1947’de yazdığı şiiri okuyorum...
Bir zamanlar savunduğu Nasyonal Sosyalist Parti’yle daha sonra kavga etme sine rağmen Göring’le dostluğunu sürdü ren, enaniyetiyle meşhur, huysuz Schmitt, ülkesi savaştan sonra Ruslar ve Amerikalılar tarafından işgal edilmiş hâldeyken “Altmış Yaşındakinin Şarkısı” diye bir şiir yazdı; ondan bahsediyorum...
“Musibetlerine ram oldum kaderin / Zaferler ve mağlubiyet ler, devrimler ve restorasyonlar / Hepsinden geçtim / Hepsi de ben den” diye ilerleyen bir şiir.
Ve bir yerinde şöyle diyor ki, sarsı cı: “Meseleleri bir kenara bıra kıp, bitki ve hayvanları mı kıskan sam?”
★★★
Artık anladık, değil mi?
Frenleri boşalmış arabaya “teknolo jik gelişme” deniyor...
Yok, çevreme sordum; kimse anlama mış!