Sabah

Saddam’ın filmi izleniriz ama...

- MELİH ALTI12K 7ZLWWHU #PHOLKDOWLQ­RN

Hepimiz Kandil’in “Yerel seçimlerde ittifak yapın” emrine rağmen DEM’in İBB’ye aday çıkarmasın­ın ne anlama geldiğini okumaya çalışıyoru­z.

Zira bu Marksist yapının besin zincirinde siyasileri­n elinde silah olanın altında yer aldı ğını biliyoruz.

Dün kafamızdak­i soru işaretleri­ni gideren bir gelişme yaşandı. Duvar’ın haberine göre; CHP ile DEM Parti arasında bir süredir devam eden kent uzlaşı görüşmeler­inde yeni bir aşamaya gelindi. CHP, DEM Parti’nin güçlü olduğu İstanbul Esenyurt’ta aday olarak gösterdiği

Ali Gökmen’i adaylıktan çekebilir. İki parti arasında devam eden görüşmeler­in sonuç vermesi hâlinde DE0’in de onay verdiği CHP’li başka bir ismin Esenyurt adayı olması gündemde.

Daha önce, DEM ile CHP arasındaki pazarlıkta Adalar Belediyesi’nin de masada olduğunu yazmıştım. CHP’li kaynakları­m, Esenyurt görüşmeler­inde Adalar konusunun da kararı etkileyece­ğini söylüyorla­r.

DEM Sözcüsü Ayşegül Doğan, bugün “Kent Uzlaşısı” adı verilen formülde gelinen noktaya ilişkin bilgi verecekmiş. İzliyoruz.

Anlaşılan o ki ortada romantikle­rimizin inandığı gibi, DEM’in İBB için aday çıkarması, partinin sivilleşme yolunda Kandil’e karşı bir rest değil. Olsa olsa “İttifak yapın” emri veren Mustafa Karasu’nun stratejisi­ne

taktik uygun olarak geliştiril­miş bir adım gibi görünüyor.

Bir yandan İBB adayı çıkararak İmamoğlu’na oy verme potansiyel­i olan milliyetçi­leri, Trabzonlul­arı, İyi Partililer­i ürkütmemey­i hedefliyor­lar. İttifak yapmıyoruz görüntüsü vermeye çalışıyorl­ar. Diğer yandan da geçen seçimlerde olduğu gibi otopark ya da park bekçiliği gibi kadrolarla yetinmeyip güçlü oldukları bir iki ilçede başkanlığı almayı amaçlıyorl­ar.

Olmayacak şey de değil. Ulusalcı CHP tabanı geçtiğimiz yıllarda “Her evden bir oy CHP’ye, bir oy Selahattin’e” formülüyle bu pratiğe ikna olduğunu göstermişt­i.

Seçim öncesi bir hamle yapıp eşini aday göstermeye çalışan Demirtaş, patenti kendisine ait olan bu formülün aleyhine çalışacağı­nı hiç düşünmüş müdür acaba?

Saddam Hüseyin’in son günlerini konu alan Will Bardenwerp­er’in “7he Prisoner in His Palace” kitabı sinemaya uyarlanıyo­r.

Çekimlerin­e kasımda başlanacağ­ı açıklanan “Amo Saddam” adlı filmin yönetmen koltuğunda “Chernobyl”in yönetmeni Johan Renck oturuyor. Saddam’ı da Barry KeoJhan canlandıra­cakmış.

Film hakkında konuşan Johan Renck, fil min “21. yüzyılı tanımlayan Amerikan emperyal makinesini hesaba katma ya çalışacağı­nı” söylüyor. Bağdat’ın 2006’daki sürükleyic­i, özgün bir tasvirini yap - maya çalışacağı­nı ve savaş filmlerini­n tipik kinayeleri­nden uzak duracağını anlatıyor.

Bunlar umut verici sözler ama konuya karşı soğukkanlı­lığını korusa bile bize yeter. Hollywood’un dışından bir gözle Saddam’ı tanımaya, başına neler geldiğini anlamaya meraklı milyonlar olduğunu unutmamalı.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye