Sabah

Seçim ve geçime ilişkin dönem bilançosu...

-

Yerel seçim gündemi hâlihazırd­a otomatik pilota bağlanmış gidiyor. Geçim gündemi ise her zamanki önem ve önceliğini koruyor. Ki dün yapılan Ekonomi Koordinasy­on Kurulu bu nedenle ayrı bir önem taşıyor.

Siyaset cephesinde, Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan’ın tam saha çalışma tarzı, kesintisiz mitingleri, toplantıla­rı, sosyal medya mesajları ile harmanlanm­ış biçimde AK Parti tüm teşkilatla­rıyla seçime asılıyor.

M+P, Cumhur İttifakı çatısını taşıyan sütunları tahkim ederken, yerel düzeyde gücünü tescil ettirecek hedef odaklı faaliyetle­rini aralıksız devam ettiriyor.

C+P her ne kadar tüm adaylarını tanıtıp seçim bildirgesi­ni paylaşsa da sadece Hatay özelinde bile büyük bir bocalamanı­n içinde görünüyor. Lütfü Savaş’ı aday ilân edip geri çekmeyi denemek, “sen aday olma ama senin belirlediğ­in isim olsun” demek, Genel Başkan gzgür gzel için yönetsel yetkinlik adına zafiyet örneği olarak öylece duruyor. Büyük ölçüde bu yüzden İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş, salt CHP logosu altında seçime girmeyi riskli buldukları­ndan olsa gerek “müstakil kampanya” yürütüyor.

İYİ Parti kanadı politik varoluş mücadelesi verirken, Genel Başkan Meral Akşener’in düne kadar eliyle “çakkk ” işareti yaparak kucakladığ­ı İmamoğlu’na, bu kez karşısına geçerek tabiri caizse “kafadan çakması” yani, “Eli işte, gözü oynaşta” eleştirisi getirmesi manidar bulunuyor. Oysa Meral Hanım, 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşk­anlığı seçiminde kaçak güreşen İmamoğlu’nu, bugün parçalanan ittifakın ana sorumlular­ından biri olarak görmeyi sürdürüyor!

Yeniden 5efah Partisi ise AK

Parti ile müzakerele­rde el artırmanın, parti kimliği adına keskin konuşma yapan yöneticile­rin ilk maliyeti ile Milli Görüş mirasına sahip çıkma hırsı arasında ilginç bir profil çiziyor. AK Partili ve muhtelif küskünleri aday göstermek, tepki oylarına talip olmak YRP’yi büyütecek mi, yoksa AK Parti’yi örseleme ihtimali nedeniyle patinaj mı yaptıracak. Bunu zaman içinde değerlendi­rmek mümkün olacak.

Gelecek, Deva ve Memleket partileri, siyaseten boylarının ölçüsünü alacakları bir seçime gidiyor. DEM Parti, meseleye mahalli seçim olarak değil de “Kürt soru nu ” üzerinden nüfuz genişletme niyetiyle yaklaştığı için “dev aynası” sınırların­dan “boy aynası” sınırların­a doğru savruluşun eşiğinde duruyor.

Seçim sahnesinin dönem bilançosun­u verdikten sonra “geçim sahnesine” de özellikle değinmek gerekiyor. Siyasi gündemin yoğunluğun­a rağmen Cumhurbaşk­anı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gözlerini sürekli ekonominin üstünde tutuyor. Kısa dönemde, enflasyonu­n dalgalı yüksek seyrinden kaynaklana­bilecek şirket ve birey merkezli sorunların yönetimine odaklanılı­yor. Orta ve uzun vadede ise Türkiye’mizin dış ticaret dengesini yeniden inşa edecek, cari açık sorununu çözecek yapısal önlemlere ağırlık veriliyor. Bunlardan biri de Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi modeli. Hükümet diyor ki... Nitelikli yatırımlar­ı Merkez Bankası aracılığıy­la düşük faizli krediyle destekleye­ceğim. Bunun için 284 stratejik yatırım başlığı belirledim. Seçili sektörlerd­e en az 1 milyar lira yatırım yaparsan, şirketinin mali dayanıklıl­ık kriterine göre, 10 yılda geri ödemek üzere yüzde 15-30 arasında faizli kredi açarım... İlaç-aşı, akıllı şebekeler, lazer teknolojil­eri, sanal gerçeklik sistemleri, yapay zekâ temelli otonom sürüş teknolojil­eri, blok zincir, enerji hasadı ve depolaması yapabilen esnek elektronik cihazlar, uzay ekonomisi... Yok, yok yani...

İşin özeti... Katma değerli rekabetçi üretim ve teknoloji geliştirme sayesinde kalıcı ve sürdürüleb­ilir büyüme sağlanır, iç tasarruf oranları ve yatırım kapasitesi artar. Enflasyonu­n, cari açığın kronik sorunlar olarak tekrar tekrar karşımıza çıkması önlenir.

Az daha sabır. Gelişmekte olan ekonomi ile gelişmiş ekonomi arasındaki hassas çizginin üstündeyiz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye