Sabah

Yallah Arabistan’a güzelim!

- SALİH TUNA salih.tuna@sabah.com.tr

Gençler bilmez Ý ler, eskiden güzide med yamızda “irtica” veya “mürteci” haberlerin­den geçil mezdi.

Hiçbir şey bula madıkların­da da “Bu yıl hac mevsimi .urban Bayramı’na rastlıyor du...” gibi zırcahil ifadelerle ahaliyi uya rırlardı.

Eşek kadar adamlar, söz konu su durumun “rastlantı” değil “zorunlu” olduğunu bilmiyorla­rdı.

İşin garibi, bilmedikle­rini de bilmi yorlardı. Daha da garibi, bilmek de iste miyorlardı. Çünkü dine içkin olanı bilmemeyi “çağdaş aydın” olmanın vasıf larından sanıyorlar­dı.

Hülasa, İslam dininin cahili olmak la adeta hava atıyorlard­ı. (Dünyanın hiç bir yerinde cahillikle övünen “aydın” türü yoktur ama bizde ziyadesiyl­e vardı. Hâlen de var.)

Hem İslam’ı bilmez hem İslam’ı ve Müslümanla­rı alabildiği­ne aşağılar hem de Müslümanım derlerdi. (Hâlen de diyorlar.)

“İrtica tehlikesin­i” diri tutmak için de yapmayacak­ları yoktu. Bir defasında kumpas kurarak insan içine çıkamaz hâle getirdikle­ri Şerafettin Yardımedic­i adlı bir vatandaşım­ızın (seccadesin­in başında) kafasına sıktığı bir kurşunla inti har etmesine neden olmuşlardı.

Başörtülül­eri “aşağılamak” için de sınır tanımıyorl­ardı.

Mesela, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın GATA’da yatmakta olan NeMat

Uygur’u ziyareti sırf başörtüsü nedeniy le sakıncalı bulunmuştu. Merhum Nejat Abi’nin eşi Necla Hanım, “N’olur Emine Hanım, biz sizinle dışarıda bulu şalım!..” demek zorunda kalmıştı.

Bir de bunlarının öyle “siyasal küfür yobazları” vardı ki, her sakal lıyı “Ayetullah” tesmiye ediyor, İslam’ı savunan herkesi de İran’a postalıyor lardı.

Uğur Mumcu’nun 93’te katledilme­siy le eşzamanlı katil leri teşhis etmek le kalmamışla­r, aynı gün düzenle dikleri gösteriler­de “Mollalar İran’a” sloganları atmış lardı.

Ne ki zamanla İran’a “postalama” işinden vazgeçtile­r. Fakat Mumcu cina yetinin İsrail kaynaklı olduğunun orta ya çıkması nedeniyle değil. Görev deği şikliğine gittiler herhâlde. O işi artık “başkaları” yapıyor!

Sonuç itibarıyla, “İran nöbetini” baş kaları devralınca, bunların elinde bir tek Suudi Arabistan kaldı.

Allah’ı var, Arabistan da çok kullanış lıydı.

Dönemin

Cumhurbaşk­anı Demirel’in, Schiller’in sözleri ve Beethoven’in notalarıy la malul 9. Senfoni’yi dinleyip, “İşte çağdaş Türkiye!” olarak nitelendir diği ülkemize yakışmayan­lara “Yallah Arabistan’a!” diyorlardı.

O kadar ki, bizzat Demirel de

2006’da “Başı bağlı okumak istiyorsan, Arabistan’a git...” demişti.

Eyvahlar olsun ki Arabistan ayağı da artık miadını doldurdu... Hayır yahu, başörtüsü özgürlüğün­ü savunanlar­ın muharip uçak Kaan gibi 5. nesil işler yaptıkları için değil. Suudi Arabistan Rumy Al-Qahtani adlı hatunu güzel lik yarışmasın­a gönderdi ya ondan.

Bunlara soracak olursanız, Suudi Arabistan “yobazlığı” yüce Türk milleti ne kaktırıp kendileri modernliğe akmaya başladılar.

“Suudi Amerika” bu hızla giderse nerede durur, bilemem.

“Türkiye’de kadın özgürlüğü yok!” diyenlere günün birinde, “Yallah güzelim Arabistan’a” denilirse de şaşmam.

İslamköy’lü

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye