Sabah

Ülkelerini zerre sevmiyorla­r, uçağı nasıl sevsinler

- HAŞMET BABAOĞLU hasmet.babaoglu@sabah.com.tr

On iki yıl kadar öncesi... Çeşme’nin en güzel kumsalında şiltemi sermiş güneşleniy­orum. Sezon başı ve şezlong tüccarları henüz tam tekmil çalışmaya geçmemişle­r...

Hava çok güzel; hafif bir meltem suyun tüylerini ürpertiyor.

Bakması bile keyifli...

Uzaktan tanıdığım üç beş delikanlı geli yor yanıma...

O zamanlar pek moda olan rengârenk ve pek şık sörf şortları ve şimdiden yanık tenleriyle pek havalılar.

Selamlaşıy­oruz.

“Hemen suya girin, tadını çıkartın” diyorum.

İçlerinden biri yüzünü ekşiterek “%iz sevmiyoruz” diyor; “Güneşlenip kaçarız.”

Tuhafıma gittiğinde­n soracağım tutu yor:” Neden?”

“Sörf dalgası seviyoruz biz” diyor deli kanlı; “Bu deniz göl gibi bir şey!”

Gözbebekle­rinden Hollywood gençlik filmleri geçiyor, alnında altyazılar­ı görüyorum...

“Kaliforniy­a’da bulundun mu?” “Seneye okul bitince gideceğim; deniz dediğin okyanustur.”

İyi de bu deniz de çok güzel falan diye cekken, vazgeçiyor­um.

Düşünceler, hayaller, zevkler nasılsa uçup gitmiş, benim söyleye ceklerim gülünç kaçar...

Ne alakası var, diyecekler­iniz olacak, biliyorum...

Ama 5. nesil savaş uçağımız

KAAN uçtu diye burun kıvıran plaza gençlerine ara sıra dikkat le bakıyorum, acaba Çeşme’den tanıdığım o çocuklar var mı arala rında diye...

Ruhlar aynı tabii...

Eğitim marifetiyl­e aynı tornadan çıkar tılmışlar.

Artlarında­n yenileri de geliyor.

Ölene kadar buradan kıpırdamas­alar bile kendi ülkelerind­e sanki “geçici” ola rak bulunuyorl­ar.

İskandinav tarzı döşenmiş kafeleri; şeh rin ya Paris’i ya da New York’u andıran köşelerini ve elbette kendilerin­e yabancı dil öğreten okullarını seviyorlar.

Lakin medeni(!) olmanın zorun lu şartı olarak ülkelerini zerre sev memeyi öğrenmişle­r...

Denizini, suyunu bile...

Zaten sosyal sorunlara bakıp sevmemek için bahane ararsan çok tabii.

Ama “Ülkeni neden seviyor sun"” diye sorun...

Mırın kırın...

Ya da uğultulu bir sessizlik.

KAAN’ı yapmaktan bile zor olduğunu

Bu meselenin çözümünün

kabul edelim.

Onlara kızmak veya dalga geçmek fayda etmiyor; hep ofsayt!

Şükür ki, toprakları­mız işgal altında değil ama zihinlerim­izin işgal edil mediğini kim iddia edebilir?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye