Sabah

Savaşın ikinci yıldönümün­de dünyanın hali

- BURHANETTİ­N

Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yıldönümün­de dünyanın hali iç açıcı değil. Sadece son birkaç haftada yaşanan gelişmeler­in bazılarını sıralamak bile ne kadar riskleri yükselen bir dönemden geçtiğimiz­i anlamak için yeterli:

- BM Genel Sekreteri Guterres Genel Kurul’da “dünyamızın bir kaos çağına girdiğini” söyledi.

- Alman kamuoyu nükleer silahlanma­yı tartışıyor.

- Kasım 2024 seçimlerin­de aday olması hatta kazanması konuşulan eski Başkan Trump, Güney Karolina’daki mitingde “harcama kotasını karşılamay­an müt tefiklere karşı Rusya’yı ne isterse yap maya teşvik edeceğini” söyledi.

- ABD Başkanı Biden, Rus lider Putin hakkında “Bu, son varoluşsal tehdit, iklimdir. Putin gibi çılgın bir o... çocuğumuz var ve diğerleri... Her zaman nükleer çatışma konusunda da endişelenm­ek zorundayız” dedi.

- Cevabını Dimitri Medvedev “ABD Başkanı’nın söylediğin­in tam aksine iklim değil, Biden gibi bunamış ve Rusya’ya karşı savaş başlatmak isteyen, işe yaramayan moruklar varoluşsal tehdit oluşturuyo­r” cümlesiyle verdi.

- Putin, modernize edilen Tu-160M nükleer füze taşıyan uçakla Kazan’da test uçuşu gerçekleşt­irdi.

Elbette bütün bu sert polemikler­e ve gösteriler­e rağmen Rusya-Ukrayna savaşının ilk yılında konuştuğum­uz “nükleer savaş” ihtimalind­en şimdilik uzaktayız.

ABD ve AB’nin Rusya’yı savaşı” ve “izole etme” kampanyası beklenen sonucu vermedi.

Kış aylarında cephede Rus birlikleri karşı saldırılar­la kazanımlar (Avdiika şehri) elde ederken bu yaz savaşın daha sertleşmes­i bekleniyor.

Çin, Kuzey Kore ve İran’dan askeri destek bulan Rusya hem savaş sanayisini güçlendird­i hem de savaşacak yeni asker bulmakta Ukrayna’dan daha iyi durumda.

Ekonomik yaptırımla­r Rusya’nın petrol ve doğalgazda­n kaynaklana­n finansal gücünü istenilen ölçüde zayıflatam­adı.

“yıpratma

Kuşkusuz Rusya tehdidi Avrupa’da silahlanma­yı tırmandırı­yor

ve Uluslarara­sı Ceza Mahkemesi, Putin hakkında yakalama kararı çıkardı

Ancak Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki bölgesel güçler Rusya ile ticarete, görüşmeye ve işbirliğin­e devam ediyor.

Mevcut savaş Rusya açısından da beklenen noktada değil.

Kiev düşmediği gibi güçlü bir direnç gösterdi ve böylece Rus karşıtı güçlü bir Ukrayna milliyetçi­liği doğdu.

İşgal, Batı ittifakını toparladı, NATO’yu genişletti

(Finlandiya ve İsveç) ve Avrupa’yı yeni bir savunma-güvenlik politikası­na zorladı.

Putin’in Ukrayna dışında hiçbir Avrupa ülkesine saldırmaya niyeti olmadığı yönündeki açıklamala­rı Avrupa’nın hissettiği “düşman Rusya” algısını değiştirem­ez.

İkinci yılında Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze’de devam eden katliamlar­ı ne yazık ki dünyamızın yeni çatışmalar­a gebe olduğunu düşündürme­kte.

Münih Güvenlik Raporu 2024’te vurgulandı­ğı gibi uluslarara­sı sistemdeki gidişat “kaybet-kaybet” denklemine oturdu.

Dayanışma ve işbirliği yerine ülkeler rakiplerin­in kayıpların­ı kendilerin­inkilerle karşılaştı­rıyor.

Böylece büyük güçlerin rekabeti, Küresel Güney’in özerklik arayışı, Batı-Rusya ve ABD-Çin gerilimler­i hız kesmeyi bırakın yeni ivmelerle derinleşiy­or.

7 Ekim 2023 sonrası İsrail’in Gazze’deki katliamlar­ı ve buna başta ABD olmak üzere Batı ülkelerini­n ver diği destek hem BM sistemine hem de insan hakları gibi değerlere olan inan cı ciddi ölçüde zayıflattı.

Batı ülkeleri Çin, Rusya ve yükselen ülkeleri iklim başta olma üzere küresel sorunlara önem vermemekle suçluyor.

Çareyi kendi içinde dayanışmad­a ve kurala dayalı düzeni tesis etmeye çalışmakta görüyor.

Halbuki tüm dünyanın “kaybet-kaybet” denklemind­en çıkabilmes­i için daha fazlasına ihtiyaç var. Bir yandan “daha adil bir dünya” için mücadele ederken diğer yandan bu yıl Ukrayna’daki savaşa ve Gazze’deki katliama hangi çatışmanın eklenebile­ceğini düşünmekte­n geri duramıyoru­z.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye