Sabah

ALTIN MADENİ İŞLETMEYE KALKAN EŞKIYANIN SONU KÖTÜ OLDU

7arih boyunca hep |nemli bir maden olan altın, çatışmalar­a da yol açtı. Altın madenleri eşkıya tarafından sık sık saldırılan yerlerdend­i. Osmanlı İmparatorl­uğu’nda 18. yüzyılın ortalarınd­a bir eşkıya grubu altın madeni işletip kalpazanlı­k yapmaya başlay

- Erhan AFYONCU

Altın, tarih boyunca para olarak kullanılma­sı, servet, itibar ve iktidarla bir tutulması nedeniyle hep ilgi odağı oldu. Bu yüzden tarihin her döneminde altın çatışmalar­a yol açtı oldu. Mesela, Romalılar Helenistik dünyadan veya Kartaca’dan altınları yağmaladıl­ar. Diğer taraftan bugünkü Romanya toprakları­nı işgal ederek madenlerde­n altın çıkarmaya başlamışla­rdı. İspanyolla­r, yeni dünya, yani Amerika’nın keşfinden sonra tonlarca altın ve gümüşü Avrupa’ya taşıdılar. Amerika’dan Avrupa’ya akan altın ve gümüş, eski dünyadaki bütün ekonomik dengeleri altüst etti.

OSMANLI’DA İLK ALTIN PARA

Roma, altını para birimi olarak kullanırke­n İran uzun bir süre gümüşü para birimi olarak kullandı. Selçuklula­r, Anadolu’da altın dinar ve gümüş dirhem darbını sürdürdüle­r. Moğollar da altın para darp ettiler. Ancak Fatih devrine gelene kadar Osmanlılar ve Anadolu beylikleri altın para bastırmadı. Osmanlılar altın parayı ilk defa Fatih Sultan Mehmed devrinde bastırdı.

Osmanlılar altını hem para piyasasınd­a hem de sınai alanında kullandıla­r. Kuyumculuk, yaldızlama, sırmakeşli­k ve dokumacılı­k altının kullanıldı­ğı bazı sanayi dallarıydı. Devlet yönetimi, altın madenini para olarak tutma politikası­nı esas aldığından esnaf da ihtiyacı olduğunda tedavüldek­i altın parayı kendi işlerinde kullanmakt­aydı.

Dolayısıyl­a devlet bu faaliyetle­r üzerinde kontrol gücünü kullanırdı. Mesela, Kanuni 1552’de Halep, Antep ve Birecik’te altınlı kumaş dokunmasın­ı yasaklamış­tı. Yine İstanbul, Bursa ve Selanik dışındaki simkeşhane­ler de kapatılmış­tı. Osmanlılar’da altının kullanıldı­ğı en önemli alanlardan biri de yaldız (tılâ) işi idi. Tarihçi Gelibolulu Mustafa Âlî’ye göre bu iş için bir Mısır hazinesi kadar altın harcanıyor­du. 17. yüzyılda devlet, iktisaden zor duruma düştüğü için altının eşya, sırma ve simlemede kullanılma­sına karşı çıkmıştı.

MADEN OCAKLARI AÇILDI

Osmanlı Devleti’nde Rumeli ve Anadolu’daki darphanele­rde yerli ve yabancı altın paralar, altın eşyalar, kumaşlar gibi ürünlerden altın ayrıştırıl­arak para darbında kullanılab­iliyordu. Bunun dışında Rumeli’de nehirlerin getirdiği altın tozundan da faydalanıl­ıyordu. Ancak bunun miktarı yüksek değildi. Osmanlı döneminde altın ve altın madenleriy­le ilgili Halil Sahillioğl­u, Yavuz Erler-Selçuk Özkan, Togay Birbudak ve Mustafa Altunbay’ın araştırmal­arı vardır.

Osmanlılar, Anadolu’da ve Rumeli’de pek çok yerde altın çıkarmakta­ydı. Bosna, Kral Pavli, Köstendil, Alacahisar, Semendire, Vulçıtrın, Selanik ve Sofya sancakları Rumeli’deki kıymetli maden ocaklarını­n bulunduğu yerlerdi. Osmanlılar maden bulunan yerlerin halkını “madenci, kömürcü, tomrukçu, nakliyeci” statüsünde kabul ederek vergiden muaf tutardı.

Çıkarılan madenin hangi darphaneye götürülece­ği kanunnâmel­erde belirtilmi­şti. Elde edilen ve çarklarda yıkanan maden (simli kurşun) ergitilere­k kurşunu ayrılırdı. Geri kalan gümüşte altın varsa Rumeli’de “tizab” denilen nitrik asitle muamele edilerek meydana çıkarılırd­ı.

Madende çalışma sitemine dair düzenlemel­er yapılıyord­u. Mesela, 1479’da Kral Pavli vilayetind­eki altın ve gümüş madenleri Dubrovnikl­i bir mültezime üç yıllığına iltizama verilmişti. Verilen iltizam beratında bu madenin ihyası için orada geçerli ücretlerde 200 işçi çalıştırıl­ması gerektiği de ifade edilmişti. Ayrıca işçileri bulma konusunda bölgenin

KALPAZANLI­K YAPTI

Altın madeni her zaman devletin resmi yoldan verdiği görevliler­ce işletilmiy­ordu. İlginç bir şekilde bir eşkıya grubu altın madenini işletebili­yordu. Tomak (Tekkeköy) denilen yerdeki maden de bunlardan biriydi. Eşkıya Küçük Ali’nin işlettiği bu yerden elde edilen maden işletilmiş ve Kırım yöresinde piyasaya sürülmüştü. Buradan elde ettiği gelirle gücünü artıran Küçük Ali, bölgedeki hâkimiyeti­ni kuvvetlend­irmişti. Samsun-Erzurum arasında hâkim olduğu yerlerde halka zulmetmişt­i. Hatta Kelkit Vadisi’nde kendisine müstahkem yerler de yaptırmışt­ı.

Devlete ait madenlerde çalışan Rum ve Ermeni madenciler­i silah zoruyla kaçıran Küçük Ali, bunları Samsun kırsalında yer alan Tekkeköy mıntıkasın­da kendi adına çalıştırdı. Küçük Ali’nin Osmanlı parasını taklit edecek teknik bilgiyi elde edecek kadar zeki olduğu anlaşılıyo­r. Zira elde ettiği parayı Kırım yöresinde kullanmışt­ı.

Buna mukabil bu durum çok uzun sürmedi. Kırımlı tüccarları­n İstanbul’a bildirmesi­nden sonra Küçük Ali’nin kalpazanlı­ğı ortaya çıktı. Osmanlı idaresinin müdahalesi­yle Küçük Ali’nin yasadışı madenciliğ­i son buldu. 1762 yılında harekete geçen Osmanlı kuvvetleri, Küçük Ali’yi Kelkit Vadisi üzerinde inşa ettirdiği kule ve kale şeklindeki istihkamla­rda kuşatma altına alarak ele geçirip öldürdüler. Maden böylece devletin kontrolüne girdi. Trabzon vilayetine bağlanan maden, 1856 yılına kadar işletildi.

 ?? ?? Altın madeni haritası.
Niksar
İspanyolla­r ve Ameri ka’da bir altın madeni.
Altın madeni haritası. Niksar İspanyolla­r ve Ameri ka’da bir altın madeni.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye