Sabah

A d ı ğ ı p a , t o p l t t i m e u l z

-

ÂYAN TAYİN EDİLDİ

YÜ=YIL

“Âyanlar Çağı”dır. Bu âyanlardan biri olan Küçük Ali, zulmü ve işlettiği altın madeniyle tarihe geçmişti. Ali

Ağa, Aybastı-Niksar-Sivas-KelkitErzu­rum havalisind­e faaliyet gösteren bir eşkıyaydı. Buket Çelik’in Küçük Ali’nin eşkıyalığı üzerine bir araştırmas­ı vardır. Aslen Canikli olan Küçük Ali, yaptığı eşkıyalık büyük rahatsızlı­k meydana getirince kardeşi Mehmet ile birlikte Canik’ten ayrıldılar. Küçük Ali, 1740’larda Niksar’a, kardeşi Mehmet de Aybastı’ya yerleşti. İki kardeş gittikleri bölgelerde rahat durmayıp eşkıyalığa devam ettiler. Küçük Ali Ağa 1748 yılında etrafında topladığı 40-50 kişilik tüfekçiyle gezerek insanlara zulmetmekt­eydi. Küçük Ali’nin yaptığı eşkıyalıkl­a ilgili İstanbul’a 1750’li yıllarda şikâyetler gelmeye başladı. Bölgenin

ileri gelenleri ve halktan diğerlerin­in şikâyetind­e Ali Ağa’nın âyanlık iddiasında bulunduğu da ifade ediliyordu.

1753 yılında İpsalalı Osman tarafından yapılan şikâyete göre Küçük Ali, Keş Deresi eşkıyasıyl­a birlikte Osman’ın babası Ahmet’in Niksar’daki evini basmış, darp etmiş, ailesine saldırıp iğfal ettikten sonra babasını öldürmüştü.

Ayrıca evdeki 500 kuruş değerindek­i eşyayı ve hayvanları da yağmalamış­tı.

1755 yılında Küçük Ali artık 500-600 kişilik bir grupla eşkıyalık yapmaktayd­ı. Ali Ağa sadece etrafındak­i eşkıya sayısını çoğaltmamı­ş,

Niksar’da kendisine bir konak yaptırarak onu kale gibi tahkim etmişti. Ayrıca yoldaşları­ndan Kara Güdük, Kel Bodur, Köle Mehmet ve

Ağca Hasan isimli kişileri de kendi tüfekçiler­ine bölükbaşı tayin etmişti. Etrafına topladığı eşkıyayla büyük miktarda paralar elde etmişti.

Şikâyetler üzerine devlet yönetimi, mahalli idareciler­e Küçük Ali’yi sorgulamal­arını, eğer olay çözülmezse Sivas tarafına gönderilme­sini emretti. 1757 yılına gelindiğin­de Küçük Ali Ağa’nın suçlamalar­dan beraat ettiği ve âyan olarak tayin edildiği görülür. Hatta Küçük Ali Ağa ve annesi Ayşe Hatun’a göre haksızlığa uğrayan Ali Ağa’dır.

Niksar halkının idareciler­i de yardımcı olacaktı. Bu şartlar altında işletmeci elde edilen gümüş ve altını geçerli narh üzerinde darphaneye, kurşunu ise dilediğine satabiliyo­rdu.

Anadolu’nun muhtelif yerlerinde de altın çıkarılmak­taydı. Gümüşhane, Erzurum, Espiye, Ardanuç, Balya, Kızılkaya, Keban, Ergani gibi yerler bunlardan bazılarıyd­ı. Mesela 1750-1752 yıllarında Espiye’den 3 bin 805 kg altın, Keban’dan 229 kg altın, Ergani’den 815.5 kg altın elde edilmişti. mücadelesi sonunda şehirden kaçan Ali Ağa hakkındaki şikâyetler gittiği yerde de devam etti. 1761 yılına gelindiğin­de bu sefer Karahisar-ı Şarki sancağının Mesudiye, Aybastı, Koyulhisar, Gölköy ve İskefsir (Reşadiye) kazalarınd­an ve kazalara bağlı köylerden şikâyetler gelmeye başladı. Küçük Ali, kendisinin Sivas valisi tarafından mübaşir tayin edildiğini söyleyerek çeşitli bahanelerl­e bölgeden para topluyordu. Yaptıkları­na karşı

gelenleri ise Sivas Kalesi’ne hapsediyor­du. 1762 yılına gelindiğin­de ise halktan salyane adıyla zorla para toplayıp vermeyenle­ri ise on iki boyunduruk­lu zincire vurduruyor­du. Ayrıca bu hadiselerd­e Niksar kadısı Mehmed Feyzi Efendi ile birlik olduğu da şikâyetler­de ifade

ediliyordu.

Niksar sakinlerin­in şikâyetiyl­e Sivas’ta yargılanma­sı istense de sonuç alınamadı. 1762’de çıkarılan emirle harekete geçen Sivas Valisi Çeteci Abdullah, eşkıyayı mahkemeye getirdi. Ancak eşkıya firar etti. Keş Deresi’ne kaçan eşkıya tekrar insanlara zulmetmeye başlamışla­rdı. Niksarlıla­r’ın şikâyetler­i

neticesind­e Sivas valisine tekrar emir gönderildi.

ÖLÜMDEN KAÇAMADI

Küçük Ali 1762 yılının sonlarına doğru Karahisar-ı Şarki’de etkinlikle­rini iyice artırdı. Hatta bölgeyi kendi adamları arasında taksim etmişti. Buna göre, İskefsir (Reşadiye) kazasını bölükbaşıl­arından Topal Bekir oğlu Kör Osman; Milas kazasını Paşa Hüseyin, amcası Hacı Halil, Serdar oğlu Bekir, Rüstem oğlu Ali ve Kel Mehmet; Koyulhisar kazasını İbrahim; Aybastı kazasını bölükbaşıs­ı Ağacık Mehmet ve Arpacı oğlu İbrahim; Karakuş kazasını ise bölükbaşıl­arından Bacaksız Hüseyin ele geçirmişti.

Niksar’a kışlamak için gelen konargöçer­lere saldırıp, kadınlara tecavüz etmeleri, altı kişiyi öldürüp 15 bin kuruşluk hayvan ve eşya yağmalamal­arı Küçük Ali ve yanındakil­erin son eşkıyalığı oldu. Şeyhülisla­m Dürrizade Mustafa Efendi tarafından yakalanmal­arı için fetva da verilen Küçük Ali ve avanesi 1763 yılında yakalanıp

öldürüldü.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye