‘Paralel İBB’den ‘Paralel CHP’ye
CHP içinde bugün ortaya çıkan üç merkezli, daha doğrusu “iki merkezli” çatışmanın tohum ları aslında Kılıçdaroğlu’nun siyaset mühendisliğiyle kazandırdığı İstanbul seçimleriyle atıldı.
İlk işareti de başkanlık koltuğuna oturan Ekrem İmamoğlu’nun siya si danışmanı Necati Özkan, meşhur “O makamın sahibi var” tweet’iy le verdi.
Sonrası malum; İmamoğlu’nun önünü tasfiyelerle CHP’nin genetiği ni bozan, itiraz edenleri elimine eden Kılıçdaroğlu açmış, “Başbakan ola cağım” diye yeri göğü inleten Meral Akşener “Fatih” seviyesine yük seltmiş, ardından da küresel güçlerin büyükelçileri sıraya girmişti.
Artık kaybedenler kulübü üye lerinin yeni umudu “yeni nesil siyasetçi”ydi.
Sürekli seçim kaybeden yorgun sosyal demokratlar, hiç değişmeyen Atatürkçü CHP’liler de doğal olarak işaret edilen yeni aktörün etrafında pozisyon alma yarışındaydı. Siyaset unutulmuş, kimi belediyede danış manlık, kimi yönetim kurulu üyeliği kimi de ihale almanın peşindeydi.
Anlayacağınız Kılıçdaroğlu kendi eliyle siyasetsizleştirdiği CHP’yi, elinde devasa mali gücü olan İBB Başkanı İmamoğlu’nun önüne “kolay lokma” diye koymuştu.
O da bu fırsatı kaçırmadı ve
CHP’yi yönetmek için o kadroları İBB’ye yerleştirdi. Hepsine maaş bağ ladı.
Tam 4 yıl önce 28 Ağustos
2020’de bu gidişatın ne anlama geldi ğini yazmıştım:
“İBB’de artık bir paralel yapı var. Bir anlamda (İmamoğlu) İBB’de kendisine bağlı yeni bir ‘paralel’ siyasi ve ekonomik kadro oluşturuyor.”
Şu tespit de o günden: “Koca İstanbul Büyükşehir Belediyesi danış manlar ordusuyla yönetiliyor. Her birim deyim yerindeyse ‘paralel’ bir ‘danışmanlar birimi’ tarafından izleniyor, denetleniyor, hatta yönlen diriliyor.”
Kılıçdaroğlu farkında mıydı bilmi yorum ama o gün CHP’liler bunun farkındaydı ki şöyle yazmışım:
“Klasik CHP’liler bu tabloyla İBB üzerinden yeni bir yapılan ma oluşturulduğunun farkındalar ve kızıyorlar ama hiçbirinin ne bu gidişata dur diyecek gücü var ne de alternatif bir siyaset ürete cek potansiyelleri.”
Dönün bakın, İmamoğlu’nun danışmanlarının veya İstanbul Planlama Ajansı’nda görev verdikle rinin (Bu arada DEM’in isteğiyle Esenyurt Belediye Başkanı adayı yapılan Ahmet Özer de o ekip ten) hiçbiri CHP geleneğinden gelmi yor. Gelen CHP’lilerin çoğu da maaş lı.
Kurultaydan sonra CHP’yi işte bu paralel yapı yönetiyor. Bu yapının, CHP MYK’sında, Parti Meclisi’nde ne kadar etkili olduğu biliniyor. Şimdi aynı yöntem belediye başkan aday larının ve meclis üyelerinin belir lenmesinde de izleniyor. Sadece İstanbul’da 39 ilçe belediye baş kan adayının 16’sı İBB bürokratı. Çoğu da kupon belediyelerden aday. Meclis üyeleri de ağırlıkla “Ekremci” veya DEM’ci... Kılıçdaroğlu’na des tek verenler bırakın belediye başkanı olmayı, meclis üyesi bile yapılmadı.
Bütün bunlar da 1 Nisan’a hazır lık için. Seçimi kazansa da kaybet se de olan CHP’ye ve siyasete olacak. Böylece ilk kez nereye yönelecekleri belli olmayan post truth çağına uygun siyasetsiz siyasetçiler göreceğiz.
Bir siyasi aktörün kendisini fark lı kılan bir siyaset üretmeden CHP gibi bir partiyi ele geçirmesine, İyi Parti’ye operasyon çekmesine bakın ca, Kılıçdaroğlu’un “hançerlenmesi ne” de Akşener’in “satılmasına” da şaşırmıyorum.
İkisi de ektiğini biçiyor.
0+
S0S 0OV \a] ’\H J|QGHr
IaFHERRN FRP/PaKPXWRYXr