Sabah

‘Kaderi oyuna getirmek’

- HİLÂL KAPLAN hilal.kaplan@sabah.com.tr

Psödologia fantastika ya da bizim daha çok bildiğimiz adıyla

“mito moni”, kronik bir şekil de yalan söyleme bozukluğud­ur.

Örneklendi­rmek isteyenler­in, Ekrem İmamoğlu ve ekibini bir süre izlemesi yeterlidir.

Son örnek geçen hafta sonu ger çekleşti. 23 Şubat’ta Sancaktepe’de miting yapan

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da “Kent Uzlaşısı” adı altında işbirliği yaptığı HDP/ DEM’in bayrakları­nın miting ala nında yer almasına

“komplo ve foto şop” cevabını verdi. Buradaki ilk tuhaf lık, zaten ittifakta olduğu ve bunu gizlemediğ­i HDP/DEM Parti’nin miting alanında yer almasından rahatsız olması.

Bayrağında­n rahatsız olduğu par tiyle ittifak yapmasının tutarsızlı­ğını bir kenara bırakarak, “Siz montajlı hâli ni paylaşmışs­ınız. İşte gerçeği bura da” iddiasıyla

paylaşılan görselin, “paint terk” derecesind­e mon taj olması.

Yani yalancılık­la suçlarken yalan söyledikle­ri gibi, ilave olarak bir yalan daha söyleyen bir topluluk Ekrem İmamoğlu ve ekibi...

İmamoğlu ekibinin yalan söyle diğini Anadolu Ajansı bir açıkla mayla ortaya koydu.

Çünkü fotoğrafı çeken kendi muhabirler­iydi ve abonele rine servis etmişlerdi.

Yalanın deşifresi bununla da sınırlı kalmadı; İBB ile anlaşması olan ve doğ rulama konularınd­a bu zamana kadar İmamoğlu’nun söylediği yalanları gör mezden gelmesiyle meşhur bir site de

mitingde HDP/DEM bayrağı oldu ğunu

açıkladı.

En profesyone­l yalancının bile bu noktada durmasını ve “hasar kontrol” yapmasını beklersini­z değil mi?

Fazlaca iyi niyetli olduğunu zu söylemek zorundayım. Çünkü İmamoğlu’nun trolleri bu kez de eski dostlarını yalanlayar­ak, “Bütün görsel lere aynı montajı yapmayı düşünmedi ler mi sanıyorsun?” yazdı.

Bir başkası “Sizin de kime çalıştığı nız belli oldu, manipülasy­on yapıyor sunuz. Tarafsız değilsiniz. Montaj olan fotoğrafı gerçekmiş gibi sunuyorsun­uz” diyebildi. Örnekleri çoğaltabil­iriz, deği şen bir şey olmayacak.

Kurt Vonnegut’un öğrencisi olan Kanadalı John Irving, sinemaya da uyarlanan “Tanrının Eseri Şeytanın Parçası” isimli romanının kahramanı na yalan söylemeyi meşrulaştı­rmak için şunları söyletir:

“Yalan söylediğin­de, yaşamının kendi denetimind­e olduğu duygu suna kapılırsın. Yalan söylemek, çok baştan çıkarıcıdı­r. Yalan söy lemeyi seviyorum. Yalan söyledi ğinde, kendini kaderi oyuna getir miş gibi duyumsarsı­n.”

John Irving bu satırları yazarken elbette aklında Türkiye yoktu ama “mesleki deformasyo­n” sonucu olsa gerek okurken aklıma ilk gelen kişi Ekrem İmamoğlu’ydu. Zira söylediği yalanlarla hem kendisinin hem de bizim kaderimizi oyuna getirdiğin­i zannedi yor. Yalanların­ın bir işe yaramadı ğını 31 Mart’tan sonra anlayacak.

Gerçi kendisi 14 Mayıs 2023’te kaybettikl­erini bilmelerin­e rağmen “Kazandık” açıklaması yapmaktan da çekinmemiş bir siyasetçi ama yine de umut ediyorum ki anlar.

SMS: HKA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL)

MH: 444 88 81

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye