Ezber bozan protesto
2 5 Şubat Pazar günü ABD Hava Kuvvetleri’nin 25 yaşında ki muvazzaf üyesi Aaron Bushnell, Washington’daki İsrail Büyükelçiliği önünde Gazze’deki barbar soykırımın bir par çası olmayı redde derek kendini ateşe verdi.
Bushnell’in protestosu hem Batılı kurum sal siyasi yapıyı hem de kartel medyası nın kepaze ikiyüzlülüğünü deşifre eden tarihi bir isyandır. Batılı Siyonazilerin ezberle rini ve kurgularını bozan cesur asker, soy kırım karşısında kafasını kuma gömen Siyonist medyanın, akademi dünyası ve siyasilerin yüzlerine manipüle ettikleri hakikati bir şamar gibi nakşetti.
Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait askeri üniforma ile kendini yakan Bushnell son nefesini verene kadar hep “Filistin’i özgür leştirin” diye haykırdı.
Eylemiyle ihanet perdesini parampar ça eden Bushnell en çok da İsrail’in suç ortağı soykırımcı Batılı Siyonazileri rahatsız etti.
Protestoyu ya görmezden gelen ya da eyle mi bağlamından koparıp sansürleyerek veya manipüle edip çarpıtarak veren Batı medya sı, “İsrail büyükelçiliği önünde bir adam kendini ateşe verdikten sonra öldü” baş lığını attı.
Dünyada Bushnell’in eylemi “soykırım protestosu” başlığıyla aktarılırken ABD’den 1 The Mirror, Telegraph, The Guardian ve BBC; Fransa’dan Le Figaro, France 24, Le Parisien ve FranceTvInfo ile Avustralya’dan 9news gibi medya organla rı Bushnell’in soykırım ifadesini ve Filistin’e özgürlük çağrısını başlıklarına taşımadı. Batılı medya organlarından bazıla rı Bushnell’i anarşist diye niteleyip onu ideolojik sapkınlıkla yaftalarken diğerle ri de akıl sağlığının sorgulanması gerek tiğini yazdı. Özetle sadist ve psikopat zih niyetlerindeki bütün kolektif sapıklıkları Bushnell’e atfeden bir söylem stratejisi izle di Batı medyası. Çünkü Batılı anlatıya göre ABD ve İsrail’in soy kırım yaptığını iddia etmek bir çılgınlıktır. Bu nedenle Amerikalı askere hemen çılgın yaftasını yapıştırdılar. Oysa Amerikalı cesur yürek kendini ateşe vermenin ne kadar dehşet veri ci olduğunu biliyor du elbet. Bu bilinçle hareket etmişti zaten. Sözleri de bunu doğruluyor. Çünkü Bushnell, “Artık soy kırıma iştirak etmeyeceğim. Şimdi olduk ça şiddetli bir protesto düzenleyeceğim ancak Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkla rı karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil” dedikten sonra başından aşağı ben zin dökerek kendisini ateşe verdi. Bushnell bu eylemiyle Gazze’de canlı canlı yakılan insanlara, binaların altında boğula rak can verenlere, anestezi olmadan tıbbi işlem görenlere, açlıkla pençeleşerek acı çeke çeke nefes verenlere, öpmeye doyamadığı bebekle rinin parçalanmış cesetlerini kucaklayan çare siz annelerin travmasına dikkat çekti. Zira kendi dehşet verici eyleminden çok daha dehşet verici olanın İsrail’in bombar dımanlarıyla sürdürdüğü sistematik soykı rım vahşeti olduğunu biliyordu. Bu barbarlığı dünyaya göstermek istiyordu. Ancak Batı medyası Bushnell’in eyleminin gerekçesini kasten perdeledi. Kendini yakar ken verdiği mesajları bilerek aktarmadı. Eylemi ve gerekçesini görmezden geldi, sansür uygu ladı. Halbuki Bushnell’in alevler içerisin deki görüntüsü Avrupa ve ABD’deki tüm gazete, TV ve dijital platformların man şetlerinde yer almalıydı. Manşetlerde yer vermediler ama WSJ veya NYT gibi Yahudi lobisinin ideolojik aygıtla rı yakında itibar suikastına başlayacaktır. İsrailli ve Amerikalı eski istihbarat uzmanlarının imzasıyla Bushnell’i karalayan makalelere bolca yer vereceklerdir sayfalarında. Fakat Batı medyası ve siyaseti ne yapsa da şu gerçe ği artık çarpıtamayacak. Aaron Bushnell’in fedakârlığı boşa gitmeyecek, her yerde ve her zaman kah raman olarak yaşatılacak, tüm dünyada minnet ve saygıyla anılacaktır.