Altı çizilmiş satırlar: Sevmek beklemektir
Bir şeyler oluyor, bir yerlerde diyorsun, kendi kendine ama burada değil, burada değil, şu an değil... (LU&< &AL':ELL / Yakınlıklar)
★★★
“Yoldaşlar! Modern insanın durumu içler acısıdır demek yeterli değildir; hatta ortada ‘durum’ diye bir şey olmadığı dahi söylenebilir; çünkü insan adeta yok olmuştur.” (9,KTOR 3ELE9,1 / Homo Zapiens-P Kuşağı)
★★★
Affedersiniz, “aklın başına gelince” ölçüsünü nasıl hesaplamıştınız?
/ Yol Ayrımı)
(KEMAL TAHİR
★★★
Tabiat dendi buna tabii, ben denmedi, o kadar okumuş adamlar bunu demez. Yani tabiata da zevk alabildikleri, keşfedip tepelerine çıkabildikleri, keçiye en erken saatte sütünü içebildikleri, kadına onlara safa verdiği müddetçe taparlar, hayranlık ve sözde hürmet gösterirler, vaktine kadar. Aslında dünyaya bile değil, dünyadaki kendilerine, bu kendinin çevrelediği her türlü duygu, düşünce ve zevke taparlar. Aydınlanma denen şey şişinmedir, şişinme ile başlamıştır. Yoksa değil mi, gerçek bir aydınlanma olsa şişinmez, bilakis fosalırlar. Yalan şişirir, doğru fosaltır. (ŞULE *hR%h= / Kıyamet Emeklisi-2)
★★★
Düşüncelerinde bu denli yürekli bir adam, nasıl oluyor da hayatında bu kadar korkak oluyordu; hem bu denli saygın hem de bu denli gülünç olması ne tuhaftı. (9,R*,1,A :OOL) / Deniz Feneri)
★★★
Sevmek beklemek, beklemek ölmek demek. Hızla ve azar azar... (MAR*,T 6&HRE,1ER / Sevmek Dedikleri)
★★★
Öylesine güçlüydü ki bir meşe gibi kırıldı. Fırtınadan sadece sazlar zarar görmeden çıkar. (1ORAH LA1*E / Çocukluk Defterleri)
★★★
Madem açık sözlülüğü seçtiniz, size uyacağım. Âşık olmuş gibi davranması sizi umutlandırmasın. Onu tanımıyorsunuz; Ferzan bir çocuktan farksızdır. Birine ilgi duymadan edemez. Siz gidince ne yapacak biliyor musunuz? Köpeğini daha fazla sevecek. (MEHMET EROĞLU / Yarım Kalan Yürüyüş)
(NOT: Epeydir altını çizdiğim satırlara yer vermemiştim. Bu pazar son aylarda not aldıklarımdan bir kaçını buraya aktarmak istedim. Biliyorsunuz, sadece edebiyat oku malarımın notları bunlar ve yine dik katinizi çekmiştir; Woolf ve Eroğlu’nu yıllar sonra bir daha okudum.)