Kıyamet raconu
Aleksandr DuJin nerede ne konu şursa konuşsun dikkatle dinlerim. Batılıların “Putin’in beyni” tesmi ye ettikleri için değil, çok ciddi bir entelektü el olduğu ve Batı’ya karşı alternatif bir oluşu mun teorisyenliğini yaptığı için.
Lakin son konuşması bana oldukça tuhaf geldi.
“Putin’in beyni” veya “akıl hocası” deniyor ama “Ukrayna’da anlaşma manlaş ma yok. Ukrayna’yı bütünüyle kontrolümüz altına almadan durmayacağız. Bu saat ten sonra bize zorluk çıkaran ülkeler nükleer savaşı göze almak zorundadır...” mealindeki sözleri, Rusya Devlet Başkanı Putin’in 7uFker Carlson’a verdiği o meşhur röpor tajdaki “anlaşmaya hazır olduklarına” dair yaklaşımından oldukça uzak.
Ayrıca, Putin’in ABD ile uzlaşma yolları aradığını biliyoruz.
DuJin’in tuhaf bulduğum ifadesi şu: “Nükleer savaş istenmiyorsa Türkiye Batı’yı durdursun...”
Neden $lmanya veya )ransa değil de Türkiye?
Şundanmış: Batı sorumluluk bilincini top yekûn kaybetmiş, Türkiye ise Ukrayna sava şında tarafsız tutum sergileyerek sorumluluğu nu yerine getirmiş...
Diyor ki: “Ama Türkiye’nin bir NATO ülkesi olduğunu, Karadeniz ve Akdeniz’de stratejik bir konuma sahip olduğunu dikka te aldığımızda bununla yetinmek durumun dayız...”
Yani, Türkiye Batı’yı durdurabilir ama NATO’ya üye olması buna engel demeye getiriyor.
Peki, ABD’nin güney sınırımızda “İkinci İsrail”i kurmak için PKK’nın Suriye kolu nu silahlandırmasına NATO’da olduğumuz için mi engel olamıyoruz?
Lafın düzünü edelim: Türkiye’nin Batı’yı durduracak gücü olsa, Gazze’de soykırım yapan İsrail’i durdururdu.
Şayet DuJin “Türkiye Batı’ya tavrını koysun...” demek istiyorsa, herkesten önce devasa nükleer güç olan Rusya sorumluluğu nu yerine getirmeli değil mi?
ABD’nin tek kutuplu dünya dayatmasına karşı çok kutuplu dünyanın öncüsü ve sözcü sü olmak isteyen Rusya’nın uluslararası top lum nezdindeki sorumluluğu, Ukrayna soru nunu kendince halletmekten ibaret olmasa gerek.
Mesela, ABD ve kuyrukçuları soykırım yapan İsrail’i alabildiğine desteklerken Rusya neden seyretmekten öteye geçmiyor?
Dugin, Gazze direnişini, “tek kutuplu dünya ile çok kutuplu dünya arasında yaşa nan savaşın bir başka cephesi” olarak değer lendiriyor ama Gazze’de soykırım suçu işle nirken o çok kutuplu dünyanın varlığını hiç göremiyoruz!..
Ne yazık ki o çok kutuplu dünya, bir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Gazze’ye atom bombası” atalım diyen İsrail’in nükleer kapasitesinin denetlenmesi ne ilişkin çıkışı, çok kutuplu dünyada neden derin bir sessizlikle karşılandı? Hayırdır; İsrail söz konusu olduğunda “Omerta kuralı” mı çalışıyor? Bir yandan Gazze’de ateşkese ilişkin yasa tasarısını veto ederken, diğer yandan dalga geçer gibi Gazze’ye yardım paketleri atan “DeFFal ]ihniyetiyle” gezegenimizin ala cağı yol kalmadı. $leksandr DuJin de tek kutuplu dün yayı dayatan Batı’yı “Deccal” tesmiye ediyor. Dahası, teoloji ile jeopolitiği birleştirme nin vakti geldiğini ve eskatoloji savaşında Müslümanlarla aynı safta olduklarını söylü yor. Gazze soykırımına engel olmak için elle rinden geleni yaparak aynı safta olmanın gereğini yerine getirselerdi, Deccal’ın bölge deki tüm ayakları domino taşı gibi yıkılırdı.