Sabah

CHP kampanyası­nın üç yapısal sorunu

- BURHANETTİ­N 'URA1 EXUKDQHWWL­Q GXUDQ#VDEDK FRP WU

CHP’nin yerel seçim kampanyası­ndaki krizler bitmek bilmiyor. Kastettiği­m polemik konusu olan açıklamala­r değil.

Sözgelimi Genel Başkan Özel’in bedelli askerlik yapanlara ya da İBB Başkan adayı İmamoğlu’nun ev hanımlara yönelik “gaf” olarak değerlendi­rilen açıklamala­rını kastetmiyo­rum.

31 Mart yerel seçimlerin­e giderken CHP’nin bir türlü aşamadığı üç yapısal sorunu var.

İlki, aday belirleme sürecin de parti içi iktidar kavgasının kendi belediye başkanları tarafından dışarı ya taşınması.

Kamuoyunda çok başlılık (Özelİmamoğ­lu-Kılıçdaroğ­lu) olarak görülen bu zaafı Cumhurbaşk­anı Erdoğan mitinglerd­e CHP’nin beceriksiz­liği olarak çok sık vurguladı.

Ayrıca, parti içi çekişme hali CHP örgütünün 2024 seçimlerin­de, 2019 ve 2023 seferberli­ğini sergilemey­eceğini düşündürüy­or.

Tek bir örnek İstanbul’dan vereyim: İmamoğlu, Kaftancıoğ­lu’nun 2019’daki örgütü hareketlen­dirmesi avantajını artık elinde bulundurmu­yor.

Siyaseti bırakmadım diyen eski genel başkan “Kılıçdaroğ­lu’nu destekle yenlerin aday gösterilme­mesi” konusu CHP seçmeni açısından toparlanmı­ş bir rahatsızlı­k değil.

CHP’nin aşamadığı ikinci krizi, önceki ittifak ortakları ile ilişkileri ve DEM Parti ile kısmi işbirliği yapma sürecini yönetme zorluğu.

Bu konuda çok sayıda polemik yaşanıyor ve CHP’nin açıkladığı “tabanda, seç mende ittifakı sağlama” hedefinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

İYİ Parti ile CHP’nin İstanbul ve Ankara adayları arasındaki “cumhurbaşk­a nı adayı olma cesaretini göstermedi niz” ve “cumhurbaşk­anı adayı olma yanların kaybederiz deme hakkı yok” tartışması sandık başına kadar sürecek gibi gözüküyor.

İYİ Parti için CHP’ye kayan seçmeni kendi adaylarına oy verdirmek çok kritik bir mesele.

CHP’li iki belediye başkanının partisine yaptığı “operasyonl­ardan” rahatsız olan Akşener bu meselenin kritikliği­ni “Oy vermezseni­z eve döneceğim, siyasetle ilgilenmey­eceğim” cümlesi ile ifade ediyor.

DEM Parti ile İstanbul, Ankara, Şanlıurfa, Mersin ve Adana’da sağlanan “kent uzlaşısı” ise CHP’de sorun üretmeye devam ediyor.

Cumhur İttifakı tarafından gelen Kandil uzlaşısı eleştirisi bir yana CHP siyasetçil­eri arasında bu işbirliğin­den rahatsız olanlar susmuyor, konuşuyor.

CHP Afyon Belediye Başkan adayı Köksal’ın “Kazanırsam belediye DEM Partililer hariç herkese açık” cümlesi tam bir fırtına koparttı.

Köksal sıradan bir CHP’li değil, grup başkanveki­lliği yapmış bir siyasetçi.

Ayrımcılık tartışması­na,

Özel’in sür çülisan ve İmamoğlu’nun ya başka işi ya da başka parti bul restine rağmen,

Köksal belediyeyi DEM Partililer­le yönetmeme iddiasında ısrarcı. Bu ısrar aslında Afyon gibi muhafazakâ­r-milliyetçi seçmenin ağırlıkta olduğu illerde CHP’nin yaşadığı sorunu gösteriyor.

Sağ partilerle ittifak yapamayan CHP’nin sağ seçmenden adaylarına oy alma, yani “tabanda ittifak yapma” arayışının zorluğunu ifade ediyor.

DEM Parti’nin aday çıkarması milliyetçi seçmenin CHP’ye yönelik tepkisini dindirmiyo­r.

Kısmi işbirliği de CHP ve DEM Parti ittifakı olarak görülüyor.

CHP’nin üçüncü krizi, kampanyada çok sayıda dikkat dağıtıcı polemik varken öne çıkan, vurucu bir tema yok.

Bu, 31 Mart seçiminin ana bir kutuplaşma etrafında yürümemesi ve muhalefeti­n çok sayıda adayının olması ile de ilgili.

.ampanyanın ana temasının olmaması seçim yenilgisi, genel başkan değişimi, aday belirleme sancıları, etkili ittifakı kurama ma ve örgütü seferber edememe sorunları ile birleşiyor.

Bu birbirini besleyen üçlü yapısal krizden CHP’nin çıkması mümkün görünmüyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye