Sabah

Afyon’daki patlama İstanbul’u sarstı

-

Afyonkarah­isar’da CHP’nin seçim koordinasy­on merkezinin açılışı yapılıyor. CHP Genel Başkanı

Özel de orada. Afyonkarah­isar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal (aynı zamanda Özel’in Meclis’teki grup başkanveki­li) otobüsün üzerine çıkıyor ve halka sesleniyor:

“Seçildiğim­de Afyonkarah­isar Belediyesi’nin kapıları DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak. AKP’nin adayı bunu söyleyemez, onlar ancak yaygara koparıp kapalı kapılar ardında pazarlık yaparlar.”

Köksal, DEM’le ittifakı falan dinlemiyor, coştukça coşuyor ve bombayı patlatıyor. İzleyenler alkışlıyor. Belki Özgür Özel de alkışlamış­tır ama bir süre sonra uyarılıyor ve Uşak mitinginde kıvrana kıvrana da olsa bir düzeltme yapıyor:

“Ufak bir dil sürçmesi yaşandı. Afyon Belediyesi de Uşak Belediyesi’nin kapıları da herkese açık.”

Ama Özel’in çabası işe yaramadı. Köksal sözünün arkasında durdu ve ortalık daha da karıştı. Öyle bir karıştı ki Afyon’da patlayan bomba Ankara’dan çok İstanbul’u sarstı.

Sarstı, çünkü CHP-DEM ittifakını­n esas amacı Ekrem İmamoğlu’nu kazandırma­ktı. O iş çökerse, İmamoğlu ve 2028 hayali biterdi. Bu yüzden İmamoğlu, kendisinin amiri durumunda olan Burcu Köksal’a yönelik zehir zemberek bir çıkış yaptı:

“Öyle, ‘Ben belediye başkanı olursam şu partililer­i belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm diyen ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak, onu söyleyeyim.”

Bu çıkış aynı zamanda esas genel başkanın ya da Saraçhane medyasının deyimiyle “lider”in kim olduğunu da gösterdi.

‘Bir müteahhide peşkeş çektiniz’

Bütün bunlar da gizli saklı değil, kamuoyunun gözü önünde oldu ve işin sadece görünen kısmıydı. Arka planda ise çok daha sert ve derin bir kavga vardı. Açıklamanı­n duyulmasın­dan sonra küplere binen İmamoğlu, hemen telefona sıralıyor ve “Genel Başkanı” Özgür Özel’i arıyordu. Kulislerde buna arama değil, “azarlama” deniyordu: “O kadını kaldır at partiden...” Sonra Özel, Burcu Köksal’ı arıyor ve o da onu azarlıyord­u:

“Ben düzeltme yaptım, beni dinlemedin­iz. Hemen adaylıktan istifa edin...”

Köksal’ın cevabı ise kamuoyunun yakından bildiği Canan Kaftancıoğ­luİmamoğlu kavgasını hatırlatıy­ordu:

“Özgür Bey, genel başkan olarak 80 ili ve İstanbul’u bir müteahhide peşkeş çektiniz ve partiyi teröristle­re teslim ettiniz. Asıl siz istifa edin.”

Köksal çok daha ayrıntılı bu kavganın içyüzünü açıklar mı göreceğiz ama kulislerde yüze kapanan telefonlar, İmamoğlu’nun tehdide varan konuşmalar­ı gibi onlarca şey konuşuluyo­r.

Gördüğünüz gibi CHP’de tablo mayıs travmasınd­an çok daha vahim ve patlamaya hazır durumda.

Kurultay sonrası CHP’nin yönetileme­diği, 160 bini aşkın CHP üyesinin istifa ettiği, çok merkezli bir CHP olduğu ve bunlar arasındaki kavganın er veya geç patlayacağ­ı biliniyor ve bekleniyor­du ama bu kadar erken açığa çıkacağı tahmin edilmiyord­u.

Siyaset üretmeden siyaset yapmanın, gizli kapaklı ittifaklar­la iş kotarmanın nasıl bir siyasi savrulmaya ve dip dalgaya yol açacağını kestirmek hiç kolay değil. CHP tam da bunu yaşıyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye