Bu adamları izledikçe...
7 onla malumat...
Bilgin isimleri, filozof isimleri, kitap isimleri...
Latince deyimler, İngilizce aforiz malar...
Anglosakson dünyasının üniversite koridorlarından akademik anılar...
500 yıl önce yaşamış adamlardan karşı dairedeki komşu gibi söz etmenin cakası...
Dünyanın en iyi fen bilimcilerinden olduğu iddiaları, vs.
Medyatik dostları tarafından bitmez tükenmez pohpohlanmalar...
Ekranlar, Youtube videola rı...
Bilim milim, sürüsüne bere ket...
Lakin “ruh” psikolojik ve siyasal bir travmadan öyle bir çıkmış ki...
Kısa pantolonlu halinden hiç uzak laşamamış...
Sömürgeci abilerin (!) yanın da esas duruşunu hiç bozmu yor; onlar ne derse, o!
★★★
Geçen gün gördüm bir videoda... Bu zat...
“İngilizler, Hindistan’ı bilgi siyle, kültürüyle ihya etmiştir” diyor...
Hiç utanıp sıkılmadan da şunu ekliyor: “Osmanlı bunu mesela Mısır’da yapamamıştır.”
İngiliz, kendi diline muhtaç etmiş Hindistan halkını; bizimki ise bu sömürgeciliği göklere çıkartıyor.
Hint yarımadasında yaşayanların binlerce yıl boyunca hayvanları, bitki leri, yiyecekleri tasnif etme biçimlerini bile bozdu İngilizler, bilen bilir.
Hatta Brahmanizm’den Hinduizm diye yeni bir din icat edip empoze ettiler.
Ama malumatfüruş profesörümüz için bütün bunlar medeniyetin ta kendisi...
Osmanlı niye yapmadı diye ona kızıyor...
Cahil cesareti ve pervasızlığı böyle bir şey...
Fakat bu zata “çok bilen” yafta sı taktılar ya bir kere, taş çatlasa düzel tilmez artık!
★★★
Açık açık ve gerdan kırarak söylü yor: “Bir yere girdiğiniz zaman diliniz le, kültürünüzle gireceksiniz; dünyanın öteki ucundaki Yeni Zelanda’da Royal Society var, niye?”
“Yahu orası koloni olarak kurulmuş zaten” diyen yok karşı sında...
“Şu yaptığın resmen kolon yalizm şakşakçılığıdır, ne diyorsun sen!” diye çıkışacak insan lara söz verilmiyor ki...
Ve bu tiplerin ekranlardaki gevşek muhabbetleri gençlere “kültürlü insan ların sohbeti” diye aktarılıyor... Muazzam izleniyorlar.
Otur ağla ama faydası yok!
Çok önce kaybetmişiz ve kaybettiğimizi hala bulamıyo ruz.