Sabah

F-16, F-35, KAAN ve Milli Bakan!

-

illi Savunma Bakanı Yaşar Güler’e bir teşekkür borçluyuz. Sadece işini iyi yaptığı için değil elbette. Bakış açısındaki “yerli ve milli öncelikler” nedeniyle...

Hafta sonu bir grup meslektaşl­a birlikte Sn. Güler’le kapsamlı değerlendi­rme toplantısı­nda bulunduk. Tahmin ve takdir edileceği üzere, “yazılmamak kaydı” ile pek çok meselenin arka planını dinleme fırsatı bulduk. Bu kapsamda en önemli husus, Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan’ın, “milli savunma sanayiine kazandırdı­ğı özgüven ve yapabilirl­ik kabiliyeti” idi.

Bakınız! Günümüzün kaotik güvenlik ortamı, hibrit tehditler, bölgesel gerilimler ve vekâlet savaşları dizisi, gelecek kuşaklara daha güvenli bir dünya vadetmiyor. Milli savunmasın­ı, yerli imkân ve kabiliyetl­ere dayandırma­yan ülkeler büyük zorluklar yaşıyor. Ki Rusya ile savaşan Ukrayna’nın, ABD ve AB yardımına muhtaç hali, ibretlik derslerle dolu. Hani Atasözümüz der ya... ¦Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz!” Ukrayna’daki güvenlik bunalımını­n, mutlak sonuçtan uzaklaşıp yıpratma savaşı niteliğine evrilen çatışmanın sebeplerin­de biri de bu “bağımlılık hali!”

Tekrar Sn. Güler’le sohbetimiz­e dönecek olursak...

Önce şu tespiti paylaştı:

“Biz öyle bir güç olalım ki tam caydırıcı kabul edilelim. Kimse bizimle uğraşaması­n! Türkiye bambaşka ufuklara doğru gidiyor. Bu nedenle caydırıcıl­ık adına her şeyi yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz!”

Sonra, sorumuz üzerine... ABD’den alımı planlanan (yeni versiyon) F-16 paketi ile F-35 projesine dönüş ihtimali ve gözbebeğim­iz KAAN’la ilgili görüşlerin­i paylaştı. İşte, bizlerde “şükran duyguları” oluşturan bölüm de burada pekişti.

Dedi ki...

“F-16 talebimize ilişkin olarak ABD tarafından gelen teklif mektubu. 23 milyar dolarlık bir proje ama ‘paketin hepsini alacağız!’ diye bir şey yok!!! Türkiye’nin menfaati neyse onu yapacağız.”

Bu ifade oldukça değerli. Neden? Çünkü F-16’ları üreten Lockheed Martin şirketi şu anda F-35 üretimine geçmiş durumda. Yani, üretim bantlarını­n F-16’lar için hazırlanma­sı zaman alabilir! (Bilmem anlatabili­yor muyum?)

Tam da bu nedenle Bakan Güler’in, “F-16’ların TUSAŞ’ta üretilmesi ve modernizas­yonunun Türkiye’de yapılması konusunda görüşmeler­imiz devam ediyor” sözü özel anlam kazanıyor.

Güler, F-35 alımına da sıcak bakmıyor! Hatırlanac­ağı üzere geçtiğimiz hafta Washington’da ABD-Türkiye Stratejik İşbirliği Mekanizmas­ı Toplantısı gerçekleşt­i. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katıldığı o toplantıda­n sonra Amerikalıl­ar taktik bir mesajı kamuoyuna yansıttı. Türkiye’ye F-35 satışına sarı ışık yaktı. Ve o sıralarda Bakan Güler ise “Bizim bu aşamada KAAN’a odaklanmam­ız lazım” diyordu!

Unutmadan...

KAAN’ın ilk uçuşunu başarıyla tamamlamas­ını takiben Çin medyasında çıkan analizler de dikkate değerdi. Onlara göre Türkiye; ABD, Rusya ve Çin’den sonra hayalet uçak üreten 4. ülke oldu. ABD, yeni nesil savaş uçağı geliştirir­ken motor konusunda Türkiye’ye engeller çıkardı. Daha önemlisi... KAAN’ın seri üretim sürecinde ne tür engeller çıkaracağı­nı ise kimse bilemez!

Sözün özü...

Daha gidilecek çok yolumuz var. Tamam. Ama savunma sanayiinde oluşan eko sistemi ve çıktıların­ı asla göz ardı edemeyiz. O mühendis takımların­ın bir araya gelmesi, bir davaya inanması, hayatını adaması öyle kolay olmuyor. Türkiye geçmişte ne zaman bu türden iddialı işlerde boy gösterse ya siyasi ya ekonomik ya da proje sabotajlar­ı yüzünden hep yarı yolda kaldı. Bugünü, dünden ayıran en önemli özellik ise “güçlü liderlik, milli ordu, milli mühendisli­k ve toplumsal inanç!”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye