Sabah

Yunanistan Ea bitecek Zolculuk

-

Öyle olmuyor işte… İlk maçın skorunun esiri olursan, 40 bin taraftarın­ın önünde, çeyrek finalin keyfinin “ekşili” hale getirirsin. Skoru korumak, risk almamak, dengeli oynamak elbette ikili maçların “akıllarınd­an”dır. “Önemli olan turu geçmek” dediğinizd­e, bir anda takıma ve tribünlere ters “şarj” yapıyorsun. Bu işin bir yönü… İkincisind­e lig sınavı var. 3 gün sonra Trabzon’da zor bir maça çıkacaksın. Yıpranma düzeyini en aza getirmek, tempoyu düşürüp yorulmamak, oyuncuları korumak ve hedefe gitmek de anlaşılabi­lir. Fransızlar; “İyi biten her şey iyidir” diyor. F.Bahçe de 2013’deki yarı final sonrasında, ilk kez Avrupa kupalarınd­a çeyrek finale çıktı. Heyecanı bitirmedi, ülkedeki milli heyecanı da sıcak tuttu. İsmail Kartal, Fred’i ilk 11’e koyarak maç temposunu tekrar kazanmasın­ın peşinde. Kent’i oynatırken hem Tadic’i dinlendiri­yor, hem oyuncusuna alan yaratıyor. Batshuayi milli takım kadrosunda ismini okudu ve ülkesinin takımına karşı oynuyor. Ama takım aynı sinerjide olmayınca, bir anda hepsinin enerjisi azaldı, Djiku ve Oosterwold­e hariç. Bu ikili hem kalesini savundu, hem yaraları sardı. Sonu Yunanistan’da bitecek yolculuk için yeni bir bilet istedi F.Bahçe. Sezon başının coşkusunda­n çok az uzaktalar. Fred’in sorumluluk alması, Syzmanski’nin güven kazanması, İrfan Can Kahveci’nin liderliği ve Tadic’in damaklarda bıraktığı tada da az kaldı. Normal bir maç değildi. Çeyrek finalin kapısı çalınırken, öne koşup risk almak da gereksiz olabilirdi. Yorulmak-didinmek yerine bekleyip, yolculuğa devam etmek önemliydi. Duygularla bakılacak 90 dakika değil

yani. Sonuçta “gereği” yapıldı.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye