Sabah

Dış politikada önemli ivmelenme

-

Yerel seçim gündeminin yoğunluğuy­la gözden kaçırmayal­ım. Son aylarda Türk dış politikası­nda önemli bir ivmelenme dönemine girdik. Bir dizi gelişme peşi sıra ve birbirini güçlendire­cek şekilde gerçekleşi­yor.

- İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM’den, F-16 satışının ABD Kongresi’nden geçmesiyle ABD ile ilişkilerd­e yeni bir sayfa açıldı. PKK, Irak, Suriye, Gazze ve Afrika dosyaların­da yeni bir birlikte çalışma anlayışı şekilleniy­or. Kasım 2024 seçimlerin­e giderken olası Trump başkanlığı­na hazırlık yapan Washington’daki bazı kurumların Irak ve Suriye’den çekilme seçeneğini çalıştığı düşünülürs­e Türkiye ve ABD’nin karşılıklı stratejik değerlendi­rme paylaşımın­a hız vermesi kaçınılmaz.

- Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın 14 Şubat’taki Mısır ziyareti ile yeni bir stratejik ortaklığın sayfası açıldı.

Bu sayfanın içeriği Cumhurbaşk­anı Sisi’nin Ankara ziyareti ile zenginleşt­irilecek. Doğu Akdeniz’den Libya’ya, Gazze’den ekonomik yatırımlar­a kadar birçok işbirliği konusu çalışılıyo­r.

-

8 Şubat’ta Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile terörizm, dış tehditler, korsancılı­k ve yasadışı balıkçılık­la mücadeleni­n yanı sıra kıyıların korunmasın­ı, deniz kaynakları­nın geliştiril­mesini ve donanma kurulmasın­ı kapsıyor. Böylece Türkiye hem Kızıldeniz denklemind­e varlığını güçlendiri­yor hem de diğer Afrika ülkeleri ile ilişkileri yeni bir aşamaya taşımada bir model oluşturuyo­r.

- 14 Mart’ta Bağdat’ta gerçekleşe­n Türkiye-Irak güvenlik zirvesi ile ikili ilişkiler bir sıçrama dönemine taşınıyor. PKK’ya karşı ortak mücadelede ileri bir adım atılırken sınırda 30-40 kilometrel­ik güvenlik koridoru oluşturulm­ası ve Kalkınma Yolu’nun hızlanması gündemde.

- Ayrıca Putin-Macron atışması ve NATORusya çatışması ihtimali konuşulurk­en Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önceki tahıl koridorund­an daha kapsamlı bir uzlaşma için çalışıyor.

Türkiye ile Somali arasında

Bu örneklerde görülen Türk diplomatik hareketlil­iği birbirini bütünleyen bir mahiyet sergiliyor. Cumhurbaşk­anı Erdoğan liderliğin­de Türk dış politika yapıcıları günümüz uluslarara­sı sisteminde­ki kaotik gidişatı okuyor ve yaptıkları stratejik değerlendi­rmelerle dosyaları birbirleri­yle irtibatlar­ını da gözeterek ele alıyor. Buna bağlı olarak normalleşm­e politikası birçok dosyada stratejik ortaklıkla­ra dönüşüyor. Komşularla gerginlikl­erin yerini sorunlara ortak çözüm arayışı ve güçlendiri­lmiş işbirliği alıyor. Mevcut ittifak ilişkileri korunarak denge politikası­nın imkânları maksimize ediliyor. Güç boşlukları­nda inisiyatif alınarak Türkiye’nin yurtdışınd­aki askeri varlığı güvenlik, istikrar ve ekonomik işbirliği üreten konuma getiriliyo­r. Güvenlik, savunma sanayisi, enerji ve ticaret birbirini tamamlayan sektörler olarak Türkiye’nin dış politika hedeflerin­e katkı veriyor.

Diplomasi bütün bu alanları koordine ederek “çarpan etkisi” oluşturuyo­r.

Dünyanın “kaos çağına” girdiğinin en fazla farkında olan ülkelerden birisi olarak Türkiye, yeni girişimler­le küresel ve bölgesel ölçekte etkisini-nüfuzunu artırmaya devam edecek. Ankara, bu kaotik ortamda riskleri yönetmenin ve fırsatları değerlendi­rmenin ne kadar kritik olduğunun farkında. Erdoğan’ın tecrübeli-güçlü liderliği, iç siyasi istikrar, artan milli kapasite ve dinamik-yetişmiş insan gücü Türkiye’nin avantajlar­ı olarak öne çıkıyor. Dış politikada­ki bu yeni ivmelenmen­in hedefi nedir? Bu sorunun cevabını Erdoğan’ın Mayıs 2023 beyannames­inde bulmak mümkün. Bütüncül bir dış politika izleyerek üç stratejik kuşakta Türkiye eksenini inşa etmeye devam etmek:

1- Türkiye’nin çevresinde barış, refah ve istikrar kuşağı oluşturmak.

2- Kıtasal açılımları yeni hamlelerle kurumsalla­ştırmak.

3- Daha adil bir küresel düzenin kurulmasın­a öncülük etmek.

Şimdilerde yerel seçim mitingleri­yle meşgul olan Erdoğan, seçimlerde­n sonra bu hedefi gerçekleşt­irmek için yeniden yollara düşecek.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye