Türkiye’nin Gücü ve OECD İstanbul Merkezi
21. Yüzyıl dost ve düşmanlarınca yeniden keş fedildiği, tüm stratejik alan ve sek törlerde perçinlenmiş imkan ve kabili yetlerinin yeniden algılandığı, yeniden analiz edildiği bir yüzyıl. Bu neden le, içinde bulunduğumuz bu döne mi ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak da tanım lıyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı’ Türkiye’nin Gücü’nün sadece siyasi, askeri ve dip lomatik alanda değil, ‘yumuşak güç’ unsurlarımızla insani alanda da 6 kıta ya yayıldığı bir dönemi de temsil etmekte. TİKA’mızla, YTB’mızla, Yunus Emre Enstitüsü’müzle, Maarif Vakfı’mızla, Kızılay’ımızla, TÜBİTAK’ımızla, Türkiye 6 kıtada yerel kalkınmaya, yerel dayanışmaya, eğitime, yoksullukla müca deleye, sağlığa ve bilimsel araştırma ya yönelik kapsamlı projeler yürütüyor; dünyanın pek çok noktasında yaşam için hayati önem taşıyan projelerle insanların kalbine dokunuyor, yüzlerini güldürüyor.
6 kıtada başarıdan başarıya koştu ğumuz bu çok kapsamlı projeler yürür ken, gerçekleştirdiğimiz mega projeler le Türkiye’yi bir küresel ulaşım ve lojistik ağı merkezi haline getirerek, aynı zaman da İstanbul, Antalya gibi dünya turiz minde ön sıralarda yer alan şehirlerimi zi aynı zamanda dünya meselelerinin ele alındığı, dünyanın önde gelen kana at önderlerinin küresel ve bölgesel risk ve tehditlere kalıcı çözümler oluşturmak için bir araya geldikleri entelektüel mer kezlere de dönüştürüyoruz. Yumuşak güç unsurlarımıza etkili bir hareket kabi liyeti sağlayan küresel markamız Türk Hava Yolları’mız ise, 350’den fazla destinasyona gerçekleştirdiği doğru dan uçuşlarla, İstanbul’u gerçek manada bir küresel uçuş ve buluşma noktası haline getirmiş durumda.
Önümüzdeki dönemde, yıllık yolcu kapasitesi 200 milyona ulaşacak olan ve görenlerin hayran kaldığı İstanbul Hava Limanı olmadan bu hedefleri başarmak mümkün değildi. İstanbul’un rekor kıran yolcu kapasitesini daha da iddialı sevi yelere taşımak adına, Sabiha Gökçen’e eklenen yeni pist dahil, bir zamanlar Avrasya’da havayolu taşımacılığında iddi ası olan şehirler artık İstanbul’un çok geri sinde kalmış durumdalar. İstanbul’un doğrudan uçuş sayısı itibariyle küresel alanda elde ettiği bu avantaj, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, OECD gibi çok taraflı uluslararası teşkilatları dünya genelindeki en iddialı ofislerini İstanbul’da açmaya da teşvik ediyor. Bu sayede, Türkiye’nin yumuşak güç unsurları olan birbirinden değerli kurumlarımız ile çok taraflı uluslararası teşkilatlar arasında işbir liğinin daha da derinleştiğine şahit oluyo ruz. OECD İstanbul Merkezi de tam da bu amaçla 2021’de kuruldu ve 2022 haziran ayında çalışmalarına başladı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve siyasi iradesi, Ticaret Bakanlığımızın güçlü destekleriyle faaliyetlerine başla yan OECD İstanbul Merkezi, OEÇD’nin küresel ölçekte yürüttüğü beş bölge sel programın da adeta kavşak noktası oldu. Avrasya, Güney Doğu Asya, Güney Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Latin Amerika ve Karayipler bölge sel programları çatısı altında rekabetçi lik, kurumsal yönetişim, eğitim ve bece riler, KOBİ’lerin güçlendirilmesi, yerel kalkınma, dijital dönüşüm, iklim değişikli ği ile mücadele, pek çok alanda bölgesel programlar arası işbirliğini güçlendirecek çalışmalar ve toplantılar OECD İstanbul Merkezi’nin cazibesini katlamış durum da. Bu noktada, yürütülen detaylı çalış malar Türkiye’nin yumuşak gücü olan bir birinden değerli kurumlarımız ile OECD İstanbul Merkezi arasında proje ve araş tırma işbirliği fırsatlarını da derinleştiriyor. 2022 sonbaharından bu yana, sadece 1,5 senede, OECD İstanbul Merkezi 20’nin üzerinde küresel ve bölgesel toplantıda
2 binin üzerinde bakan, bakan yardım cısı, ülkelerin kamu üst yönetimi ve özel sektör temsilcileri, uluslararası teşkilat üst yöneticileri ve uzmanları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ağırla dı. İstanbul önümüzdeki dönemde küresel teşkilat ve kuruluşların merkezlerinin daha da güçlendiği bir küresel merkez olma yı sürdürecek.