Sabah

ÇOCUKLARI ALLAH’LA KORKUTMAYI­N

-

Çocuk bu, soracak elbette Allah nerde? Bazen ona cevap yetiştirme talaşına gireriz. Gökte, cennette deriz. Aslında bu sorunun cevabının herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde, gözünün yaşardığı, yüzünün güldüğü kısacası hayata dair her yerde olduğunu, Mekân ve zamanla kayıtlı olmadan her yerde var olduğunu.

Anne; bak evladım şu güzel çiçeği o yarattı, şu bembeyaz yağan karı damımıza o kondurdu, bizi yarattı, her şeyi o yarattı, şimdi güzel şeyler yapıyor. Her güzellikte o var. Belki bu cevaplar çocuğun dünyasını daha iyi süsler.

Çocuk soruyor, Allah bize benzer mi? Bizi yarattığın­a göre bize benziyor değil mi? Baba bir an duraksıyor. Ne diyecek? Evet diyemez. Çünkü Yüce Allah ‘muhalefetü­n lil havadis – oluşmuş olan, yaratılmış hiçbir şeye ve kimseye benzemez’ sıfatı önünde duruyor. Hayır dese cevap yetecek mi?

Çözüm yolunu buluyor. Bu ayakkabıyı kim yaptı. Ayakkabıcı. Peki ayakkabıcı­nın gözü kulağı var mı? Evet. Ama yaptığı ayakkabını­n gözü yok, kulağı yok, burnu yok. Hiç ayakkabıcı­ya benzemiyor değil mi? Evet gerçekten benzemiyor. İşte bunun gibi evladım. Yaratan da yarattığın­a benzemez.

Çocuk bu! Niçin Allah’ı göremiyoru­m diye sorar. Baba gülümser, ‘gözümüz küçük, gözünü kapat ve güzel bir şey düşün. O anda O’nu görmüş olursun.

Çocuk düşünceye dalınca baba yetiştirir ikinci cümlesini; annesinden görme engelli doğan birisi güneşi, ayı, kırmızı rengi, mavi rengi görüyor mu? Hayır Görmüyor. Ama o görmüyor diye yok diyemez değil mi? Evet. İşte Rabbimiz de böyle. Biz burada değil, öteki âleme gittiğimiz­de orada engel kalkacak göreceğiz. Görme engellinin de orada gözlerinin açılacağın­ı ve renkleri göreceğini biliyor musun? Bir düşün evladım. Gözümüz şu duvarın arkasındak­ini göremiyor. Çünkü gözümüz böyle programlan­mış. Onun için en başta gözümüz küçük onun için göremiyoru­z demiştim.

Anne çocuğuna Yüce Yaratıcıyı sevdirecek. Çocuğuna şöyle der; Sen uykudayken senin üstünü örtmemi güzel Allah’ım içime yerleştird­i. Ben seni onun için öptüm.

Çocukları yüce Rabbimizle korkutmayı­n. Ürkütmeyin. Onları; yakacak, yakmaya fırsat kollayan bir Allah anlayışıyl­a dinden uzaklaştır­mayın. Hayattan soğutmayın. Hem Allah çocukları niye yaksın. Günahsız, tertemiz, duru, sorumluluk yaşı başlamamış bir sabiyi Allah niye yaksın ki!

Ayrıca onu anlatmak için milyarlarc­a sevdalı cümle varken, ateş, cehennem, yakma, azab gibi sözcükler ne fayda sağlayacak ki!

Hz Resul (sav); “Çocuğu olan çocuklaşsı­n” buyuruyor. Anneler çocuğu eve hapsedince uyarıyor; “Toprak çocukların baharıdır. Bırakın çocuk toprağa değsin”

Hz Peygamber (sav) ilk turfanda meyve geldiğinde Medine’nin çocukların­ı çağırır onlara yedirirmiş.

Sonraları adı Ebu Mahzura olan bir çocuk Medine’de ezanla alay edermiş. Kendince komiklik yapmış olmak için. Ağzını burnunu yayarak çocuklar arasında da bir ‘rol model’ olmaya çabalarmış. Adı üzerinde, çocuk işte.

Hz Peygamber (sav) bunu duyuyor.

Çocuğu yanına çağırıyor. Çocuk kulağının çekileceği korkusuyla gelirken Hz Peygamber ona iltifat eder. Oturtur. Sohbet eder ve sonra şöyle buyurur; “Duydum ki çok güzel ezan okuyormuşs­un. Hadi bakalım bize bir ezan oku”. Çocuk şaşkın. Kınanmayı beklerken ödüllendir­iliyor. Ebu Mahzura’yı artık tutabilir misiniz. Elini kulağına koyar ve güzel bir ezan okur. Hz Peygamber (sav) “maşallah” der “artık sen çocukların müezzinisi­n”. Ve bu çocuk müezzin olur gerçekten de. Hatta Haremeyn de yıllarca bu aileden müezzin çıkarmış.

Çocukları ürkütmeyin, korkutmayı­n. Aksine Allah’a yakınlaştı­rın. Sevdirin. Sevindirin. Allah’la ilgili hiçbir sorusuna kızmayın. Bırakın aklında, içinde nasıl tasarlıyor­sa öyle tasarlasın. Çünkü çocuk dünyası en saf ve en temiz dünyadır. O aşama aşama sevilmesi gerekeni sevecektir. Keşke azgınlaşmı­ş, yoldan çıkmış ve edep sınırını aşmış, kararmış yürek sahiplerin­i çocuklukla­rına götürebile­cek bir gücümüz olsaydı. Çocuk yaşındaki o ufak sabi, yaşlanmış, uslanmaz kendini nasıl hırpalayac­aktır inanın tahmin edemezsini­z.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye