İran sineması
İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin 2020’de ABD tarafından öldürülmesinin ardından İranlı yetkililerin kendisiyle iletişime geçtiğini anlatan ABD Başkanı Trump, Tahran’ın, ABD üssüne yaptığı misillemeyi önceden haber verdiğini söylemişti.
Tahran “Allah kuru iftiradan saklasın” dese de İran’ın intikam için vurduğu ABD hedeflerinin boşaltılmış olması, saldırıda can kaybı yaşanmaması Trump’ı doğruluyordu.
İran o gün bugündür ABD’den ve İsrail’den gelen açık meydan okumalar, suikastlar, terör eylemleri, askeri saldırılar karşısında gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi tepkisiz kaldı. Arada gündem değiştirmek için Barzani’yi falan vurdu.
Ama nereye kadar...
Neticede bir ABD başkanından gelen bu ifşaat, 1979’daki devrimden beri ülkeyi “ABD ile savaştayız” diyerek sıkıyönetimle idare eden rejimi içeride çok zora sokmuştu. Tahran’ın, uğruna halkından fedakarlık istediği “şeytanla savaş” söyleminin foyoları iyice dökülmüş, halktaki “danışıklı dövüş” algısı güçlenmişti.
Bir şeyler yapılmalıydı.
İran’ın dini lideri Hamaney geçtiğimiz gün nihayet podyuma çıktı. Fotoğrafçılar parmağındaki kırmızı yüzüğe fokuslandılar. Basındaki arzuhalcileri de kırmızı yüzüğün kuşkusuz savaş anlamına geldiğini yazdılar. Hamaney’in önünde poz verdiği balistik füzelerin nereye gideceği kesinleşmişti.
9e Tahran yönetimi gece yarısı, Suriye’de İran toprağını (Büyükelçilik) vuran İsrail’e saldırmaları için dronlarını yola çıkardıklarını dünyaya ilan etti.
Sabaha karşı İsrail’de olmaları bekleniyordu.
Filmin sonunu söylememe gerek var mı?
Ama “İran’a neden inanmıyorsu nuz anlamıyoruz” diyen 9atan Partili arkadaşlar kızmasınlar diye Mollaların hakkını teslim edelim. Kimse bu kez Tahran’ın misilleme öncesi Netahyahu’ya telefon açtıklarını falan söyleyemez.
İran’ın dronlarını, füzelerini israil’e ulaşmadan daha Irak’ta Suriye’de, Ürdün’de serçe gibi avlayan ABD
Başkanı Biden’ın “Tamam ödeştiniz, bitti” demesi, Netantahu’ya “Bir zafer kazandın bu zaferi al” tavsiyesinde bulunması da tezleri doğruluyor.