Mezopotamya'nın kadim uygarlıklarının mermer-maden mirasına sahip çıkıyoruz
Yaşamın kesintisiz 8 bin yıl devam ettiği, 33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır'ın gizemi, zengin doğal kaynaklarında yatıyor. Adını 'bakır‘ madeninden alan kent, maden ve mermerin diyarı olmaya devam ediyor. Bitlis masifi ve Arap platformu gibi jeolojik oluşumlar, mermer potansiyeli açısından zenginlik oluşturuyor. Bölgedeki Eosen ile Miyosen kireçtaşları, fazla deformasyon geçirmedikleri için önemli bir potansiyel taşıyor.
Karacadağ bazaltları yakın gelecekte 'Diyarbakır Taşı' adıyla anılacak
Diyarbakır’da Tigre bej, Sahara, Fossillious, Lice bej, Crema Kulp, Sandwave, Orient pink, Amedian bej, Çüngüş Taşı (Bottocino-elyos), Chemgrey, Hani bej gibi onlarca çeşit mermer bulunuyor. Bu mermerler uluslararası literatürde de 'Diyarbakır Mermerleri' olarak geçiyor. Mermerin dışında, 10 bin kilometrekare yayılıma sahip Karacadağ bazaltları yakın gelecekte 'Diyarbakır Taşı' ola- rak sektörde yerini alacak.
Farklı fiziko-mekanik özellikleriyle plaka verimi yüksek olan Diyarbakır taşı (bazalt), iyi cila alma özelliğiyle döşeme ve kaplama yapı sektörü için aranan standartları taşıyor. Diyarbakır’da sadece bazalt çalışan firmaların olması, taleplerin karşılanmasında önemli bir avantaj sağlıyor. Diyarbakır bazaltları; sur, han, hamam, cami, kilise ve sivil mimari gibi onlarca tarihi yapıda kullanıldı. Bugün de dayanıklılığı ve klimatik özelliklerinden dolayı kentin meydan, kaldırım ve bordürlerinde yerini alıyor.
Maden arama ve üretimindeki güvenlik sorununun önüne geçilmeli
DMD olarak, tarihsel mirasımız olan mermerimizi teknolojik yenilikler ile geleceğin kent ve yapı alanlarında korumaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Bu bağlamda sektörümüzün çözülmeyi bekleyen sorunlarına da değinmek gerekiyor. Bunların başında, maden arama ve üretiminde yaşanan güvenlik sorunu yer alıyor. Bu sorun, bölgenin kalkınma ve istihdamında belirlenen hedeflerin yakalanmasına engel teşkil ediyor. Ortadoğu pazarının 2011'den beri kapalı olması da Diyarbakır’daki mermer fabrikalarının çalışma kapasitelerinin yüzde 20’lere kadar düşmesine neden oldu.
Sorunların çözümü için öncelikle huzur ve güven ortamının sağlanması gerekiyor. Bu, her alanda olduğu gibi maden sektörünü de rahatlatacaktır. Ortadoğu pazarı için resmi kurumlar, yerel aktörler, TÜMMER ve derneğimizin daha aktif ve koordineli çalışması önem taşıyor. Ayrıca yatırım maliyeti yüksek olan madenciliğin altyapı faaliyetleri desteklemeli, MİGEM'IN bölge birimleri oluşturulmalı, izinler merkezi kurumların yerel birimleri tarafından verilmelidir. Kalkınma ajanslarının madenciliğe ilgisinin artması da sektöre katkı sağlayacaktır. Öte yandan maden sektörü ile resmi kurumlar arasında İl Maden İzleme Değerlendirme (İMİD) birimi kurulmalıdır.