Orta vadede hedefimiz; Ar-ge odaklı ürün geliştirmek olacak
Küresel ölçekte, son yıllarda ‘değişim’ kavramının her şeyi etkisi altına alması, devamında Ar-ge ile teknoloji üretmenin, patent geliştirmenin ve bunları sanayiye transfer etme zorunluluğunun öne çıkması, eğitimde de köklü bir değişim hareketi başlattı. Dolayısıyla üniversitelerin laboratuvar altyapılarını daha da güçlü hale getirmesi elzem hale gelirken, altyapı yatırımlarında ve araştırma bütçelerinde ise artış görüldü. Sürdürülebilirlik açısından bakıldığında da yine bu yatırımların devamlılığı gerekiyor. Nitekim, vakıf üniversitelerini devlet üniversiteleri ile rekabette en çok zorlayan konuların başında, yatırımın devamlılığı unsuru geliyor. Bu noktada, salt eğitimde iyi olmanın yeterli görülmediği son yıllarda, aynı zamanda araştırma ve teknoloji üretmek, toplumu üniversitenin araştırma faaliyetleri içine çekmek geleceğin üniversite kavramları arasında görülüyor. Bu beklentiden hareketle, Ar-ge ve teknolojiyi odağına alan Yeditepe Üniversitesi; temel bilimler, mühendislik ve sağlık bilimlerine ait 11 bin 551 metrekare alan üzerinde kurulu laboratuvarları ile bugüne kadar birçok konuda Ar-ge çalışması yaptı. Bu kapsamda en çok patenti bulunan üniversiteler arasında yer alan eğitim kurumu olarak, orta vadede Ar-ge odaklı daha fazla ürün geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, süreç içinde öğrencilerin girişimcilik faaliyetlerini de artırmayı önceliklerimiz arasına aldık. Böylece, üniversite bünyesinde girişim atölyesi kurarak, bugüne kadar yaklaşık 20 öğrenciye şirket kurmanın yolunu açtık.
Bin 345 akademisyeni istihdam ediyoruz
Üniversitemizde 13 fakültede 64 programda lisans eğitimi ile beş enstitüde 122 programda lisansüstü eğitim veriyoruz. Bununla birlikte, lisans ve lisansüstü programlarımızda 21 bin 558 öğrencinin kaydı bulunuyor. Öğrencilerimize ise bin 345 akademisyen ile eğitim veriyoruz. Öte yandan, akademik personelimizi; kendi konusunda lisans ve yüksek lisans derslerini vermelerine, öğrenci memnuniyet anketlerine göre ders performansı değerlendirilmesine, yaptığı ulusal ve uluslararası projeler, yayınlar, bilimsel kongrelere katılımlarına göre değerlendirmeye tabi tutuyoruz. Ayrıca, gerek kurum içi eğitimler gerekse öğrenci ders değerlendirme anketleri sonuçlarına göre de öğretim üyelerimizin gelişimlerine destek oluyoruz.
Diğer yandan, Yeditepe Üniversitesi olarak hazırlık okulu ile birlikte derslerimizi İngilizce veriyoruz. Ancak, bazı pratik alanlarda öğrencilerimiz uygulamalarını Türkçe de yapabiliyor. Bununla beraber, Waterloo Üniversitesi düzenlediğimiz ortak yaz okulu ile İngilizce dil eğitiminde uluslararası çalışma yapıyoruz. Bir diğer önem verdiğimiz konu ise, mezuniyet sonrası sürecin işleyişi oluyor. Söz konusu süreç için Yeditepe Üniversitesi’nin bütün programları yıllık olarak kendi dış paydaşları ile bir araya geliyor. Düzenli toplantılar yapılarak, eğitimi devam eden öğrencilerin mezun olduktan sonra sahip olması gereken bilgi beceri ve yetkinlikler üzerine çözüm önerileri değerlendiriliyor.
Yapay zeka, geleceğin meslek konusu olacak
Eğitimde bir diğer konu olarak yapay zeka ve nanoteknolojiye kayda değer önem veriyoruz. Gelişen teknolojinin de etkisiyle yapay zeka Kuantum bilgisayarların daha da geliştiği yeni dünya sürecine doğru evriliyoruz. Dolayısıyla yapay zekanın geleceğin meslek konuları arasında yer alacağını öngörüyoruz. Ayrıca, geleceği şekillendirecek başlıca çalışma alanlarından biri olan yapay zekânın yanı sıra; mühendislik dallarından malzeme bilimi ve nanoteknoloji ile biyoteknoloji ve gıda mühendislikleri de gelişime açık dallar arasında yer alıyor. Yine, sağlık bilimlerinde, kişiye özel tanı ve tedavi yöntemleri ile evde yürütülen sağlık hizmetlerinin gelişimi ile de bu alanlara yönelik ilginin artıracağını düşünüyoruz. Öte yandan, tasarlanan yeni dünyada büyük veri analizi, bilişim sistemleri, e-ticaret, endüstri tasarımı gibi alanlar da genişleyecek. Teknolojiye paralel olarak sosyal bilimler ve idari bilimler de hayatı daha yaşanabilir kılmak üzere alternatif geliştirmek zorunda kalıyor. Bu nedenle yeni iletişim ve organizasyon biçimlerinin gelişmesinde, sosyal ve idari bilimler alanlarında gelecek yıllarda kayda değer atılımlar bekleyebiliriz.