Başarıyı sürdürülebilir kılmak için üretimde yüksek teknolojiye geçilmeli
Türkiye’deki ambalaj imalatçılarının uluslararası boyutta güçlü bir üretim kapasitesi bulunuyor. Bu gücün kazandırdığı ivmeyle başarılı işlere imza atan sektör firmaları ile paydaş sivil toplum örgütleri var. Gerek plastikler konusunda katı bir yapıya sahip Türkiye mevzuatına uyum, gerekse global ölçekte saygınlık ve başarıyı sürdürülebilir kılmak için üretim süreçlerinin tamamında yüksek teknolojiyi kullanmamız ve iyi üretim standartlarını gözetmemiz gerekiyor.
Hemen her sanayi ürününde kullanılan plastik, diğer polimer teknolojileriyle birlikte geleceğin malzemesi, üstün bir mühendislik ürünü. Üstelik üç boyutlu yazıcılar sayesinde tasarım süreçlerinde kayda değer bir hız ortaya çıktı. Bütün ülkeler plastik ve polimer teknolojilerine yönelik büyük çaplı Ar-ge yatırımı yapıyor. Türkiye’de de üniversitelerde endüstriye yönelik, son tüketiciye kadar ulaşması için devam eden bilimsel araştırmalar yapılıyor. Plastik sektörü açısından Ar-ge ve inovasyona yönelik girişimler son dönemde ivme kazandı. Bu durum ambalaj sektörü için de gerçerliliğini koruyor, hatta firmalar yüksek sıcaklıklara dayanıklı plastik malzemelere yönelik firmaların hammadde ve ürün geliştiriyor. Ambalaj sektörü, gıdaya temas eden ambalajlara yönelik duyarlılığın da artmasıyla yeni ürünler geliştiriyor. Ancak burada polimer teknolojilerin sanılanın aksine çok yüksek teknolojili bir ArGe süreci gerektiriyor ve genel olarak Türkiye’nin kimya alanında Ar-ge ve inovasyon konusunda sıkıntıları söz konusu.
Türkiye’deki ambalaj imalatçılarının uluslararası boyutta güç- lü bir üretim kapasitesi bulunuyor. Bu gücün kazandırdığı ivme ile başarılı işlere imza atan sektör firmaları ve paydaş sivil toplum örgütleri var. Gerek plastikler konusunda katı bir mevzuata sahip Türkiye mevzuatına uyum, gerekse global ölçekte saygınlık ve başarıyı sürdürülebilir kılmak için üretim süreçlerinin tamamında yüksek teknolojiyi kullanmamız ve iyi üretim standartlarını gözetmemiz gerekiyor. İstisnalar olmakla birlikte sektör olarak üretimin her aşamasında ileri teknoloji hatta bazı alanlarda da son teknolojiyi taşıyan makineleri kullanıyoruz. Plastik imalatı, ilk yatırım maliyeti düşük bir sektör. Düşük teknolojili ürünlerde küçük hatta mikro işletmelerin eski teknolojili makine parkıyla üretim yapma yönünde bir yapısal olgudan da söz edebiliriz. Bu da sektörün geneli açısından bir verim sorunu yaratıyor.
Dijital dönüşüm, sektörün rekabet gücünü artıracak
Daha yüksek katma değerli ürünlere geçiş yapılması gerekliliğinin farkındayız. Dijital dönüşümü başaranların başrolü oynayacağı bu yeni dönemde, başta sanayi sektörleri olmak üzere globalde diğer tüm iş kolları da dijitallleşme yolunda hızla ilerliyor. Türkiye sanayisinin lokomotif sektörlerinden plastik sektöründeki her iş kolunu kapsayacak şekilde; rekabette değer yaratacak ve değer zincirinin tamamına yayılan bir dijital dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor. Bu, sektörün rekabet gücünü artıracak ve küresel ölçekte konumunu belirleyecek en önemli unsur. Sanayiye ve sanayinin gelişimine önem verilen bir ülkede refah vardır. Ağır rekabet koşulları altında yaklaşık 150 ülkeye ihracat yapan, dış ticaret fazlası veren plastik ambalaj sektörü; günümüzün yükselen değerlerine uygun bir şekilde teknolojiyi kullanıp tasarımda farklılaşarak ve gelişimiyle küresel ölçekte zirveye oynayacak güçlü bir sektör. Kamu desteklerinin bu boyutuyla da gündeme gelmesi, bu yapıların desteklenmesi önem taşıyor.
Gelişmiş ülkelerde plastik kullanımı giderek artıyor
Plastik sektörüyle ilgili genel ve önemli yapısal sorunlar, ambalaj sektörünün yarısından fazlasını oluşturan plastik ambalaj üreticilerini de kapsıyor. Her şeyden önce, plastik ambalajlar dâhil plastiğe hak edi- len değerin artık verilmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde plastik kullanımı giderek artıyor. Günümüzde ekonomik sorunların başında gelen gıda israfına karşı Avrupa Birliği, plastik sektörüyle birlikte çalışıyor. Türkiye’de ise ne yazık ki bilimsellikten uzak açıklamalarla ve genellikle de rakip sektörlerin haksız rekabetiyle plastiğe karşı haksızlık yapılabiliyor. Plastikler sağladığı avantajlar sayesinde cam, kâğıt, metal, ahşap gibi malzemelerin alternatifi haline geldi. Buna bağlı olarak kullanım alanı her geçen gün artan plastikler, haksız rekabetin de tetiklediği tartışmaların odağı haline geldi ve plastiklerle ilgili gerçek olmayan pek çok bilgi üretiliyor.
Ambalajlar dâhil plastik sektörünün genelini ilgilendiren diğer önemli bir sorun ise plastik hammaddede dışa bağlımlılık. Türkiye’de yeterli üretimin olmaması nedeniyle kimi hammadde türlerinde tamamen dışa bağımlıyız. Genel kullanımın yoğun olan polietilen, polipropilen gibi hammaddelerde ithalat bağımlılığımız yüzde 90’ı bulabiliyor. Kısa vadede zor görünmekle birlikte ülke olarak bu sorunu mutlaka çözmemiz gerekiyor.