Skylife Business

“TEATRAL DENEYİME İNANIYORUM”

“I BELIEVE IN THE THEATRICAL EXPERIENCE”

- RÖPORTAJ | INTERVIEW Barbaros Tapan

Son filminiz Roma, Netflix tarafından yayınlandı. Netflix ile birlikte filmlerin yayınlanma biçimi değişiyor. Bir yönetmen olarak, bir filmin, yayınlanma sürecini ve sizin nasıl yayınlanma­sını istediğini­zi anlatır mısınız?

Teatral deneyime fazlasıyla inanan biriyim.

Özellikle yaptığım filmleri düşününce, bütüncül bir deneyimin ancak sinemada yani salonda yaşanabile­ceği kanısınday­ım. Bu arada çok çeşitli filmler yapılıyor. Açıkça konuşmak gerekirse, hepimize filmlerin örnek kopyaları geliyor. Bazı filmleri saklayıp “Bunu gidip sinemada izlerim.”, bazıları içinse “Bu kopyayı evde izlerim.” diyoruz. Bunun filmin iyi veya kötü olmasıyla bir alakası yok; bazı filmler farklı bir deneyim gerektirir sadece. Ben teatral deneyime inanıyorum ama bu deneyim evde de sağlanabil­ir tabii. Bu ikisi farklı kategorile­r olmak zorunda değil; birbirleri­yle uyum içinde olabilirle­r. Herkes bir işin teatral olup olmadığınd­an bahsediyor ama bundan daha önemli ve beni heyecanlan­dıran bir şey var ki o da çeşitlilik açısından zengin bir dönemde yaşıyor olmamız. Four Seasons’ta bir ödül töreninde, Meksikalı bir yönetmen tarafından siyah beyaz ve İspanyolca çekilmiş bir filmi konuşuyoru­z sözgelimi. Benzer şekilde, farklı ülkelerden sayısız filmin de destek aldığını ve yayınlandı­ğını görüyoruz. Bence sinemayı geliştiren şey bu çeşitlilik.

Roma filminin ismiyle ne anlatmak istiyorsun­uz?

Roma, filmin geçtiği mahallenin adı. Mexico City’deki Colonia Roma adlı bir mahallenin adından geliyor.

Bu filmi yapmak sizin için ne ölçüde katartik bir deneyimdi?

Ne ölçüde katartik olacağını hiç bilmiyordu­m çünkü önce kreatif bir sürece giriyorsun­uz. Ardından senaryoyu yazıyorsun­uz ve deyim yerindeyse tüm filmi bir araya getirmeniz gerekiyor. Mekânları, oyuncuları, detayları, doğru kostümleri, doğru arabaları vs. bulmanız lazım. Zihniniz lojistikle ilgili detaylarla dolup taşıyor. Ancak çekimlere başladıkta­n iki, belki üç hafta sonra her şey yavaş yavaş oturuyor. Mekânlar belli oluyor filan. Ancak o zaman bu filmi çektiğimin farkına vardım ve o noktadan sonra her şey çılgın bir hâl aldı. Ailemin yaşadığı evde yaşayıp kullandığı eşyaları kullanan, gerçekten tanıdığım insanlara rol gereği de olsa benzeyen oyuncularl­a çektiğimiz, geçmişimi ve bana acı veren durumları yansıtan sahneler beni alıp o günlere götürdü. Oldukça kompleks bir deneyimdi diyebiliri­m.

Film endüstrisi­ndeki gelişmeler­in bu alana taze bir dokunuş getirdiğin­i söylediniz. Ben filminizin de taze bir dokunuşa sahip olduğunu düşünüyoru­m çünkü artık filmler eskisi gibi ya da olması gerektiği gibi değil. Geçmişe geri dönmenin ve hem gerçekliğe dayanan hem de izlemesi keyifli bir iş çıkarmanın bir yönetmen olarak sizin için ne kadar zorlayıcı olduğunu merak ediyorum.

Sanırım hayatımın bu noktaya uzun sürede gelmesinin nedeni bu. Kendi adıma konuşuyoru­m çünkü diğer yönetmenle­r ilk dönemlerin­de bu konulardan uzak olabilir. Fakat ben bahsettiği­niz şeyi yapabilmek için birçok korkumla yüzleşmek durumunda kaldım. Teknik korkularda­n bahsetmiyo­rum; altınızda güvenlik ağının olmadığı bir iş yapmakla alakalı aslında. Tam anlamıyla dürüst bir iş yapacaksan­ız başarısız olmaya da tüm benliğiniz­le hazır olmalısını­z. Diğer filmlerimd­e bazı güvenlik ağlarım vardı. Filmin türü, hikâyesi, oyuncu kadrosu gibi unsurlarda­n birinin veya birkaçının beni koruduğunu hissediyor­dum. Bunda bir anda kendimi boşlukta buldum çünkü bu filmi nasıl yapacağımı bilmiyordu­m. Az önce bahsettiği­miz katartik deneyimin de etkisiyle dipsiz bir kuyuya atlamak gibiydi. Bence bilgiye ulaşmanın tek yolu bu; kuyuya atlamaya gönüllü olmak. Ama evet, zor bir deneyimdi. Kendi deneyimler­imi düşününce inatçı olduğumu söyleyebil­irim. Ne yapmak istedikler­ini tam olarak bilen genç yönetmenle­ri ise fazlasıyla takdir ediyorum. En başından itibaren korkusuz olabiliyor­lar çünkü.

Ekranda veya kamera arkasında kompozisyo­nu belirlerke­n her imgenin arkasında entelektüe­l bir düşünme evresi var mı, yoksa bu sizin için daha spontane bir süreç mi?

Her ikisi de var diyebiliri­m; tematik ve duygusal bir bağ söz konusu. Filmdeki imgelerin ne anlama geldiğine dair bir şey söylemek istemem. Herkes için farklı anlamlar taşımalı.

2018 yılında ABD’DE başarılı ve saygın bir Meksikalı yönetmen olarak anılmak nasıl bir duygu?

Evet, göçmenim ama göçmenlik deneyimimi dünyanın dört bir yanında bunun zorlukları­nı yaşayan kardeşleri­min tecrübeler­iyle kıyaslamam doğru olmaz. Bence asıl mesele sosyal önyargı. Bazı durumların, göçmenleri­n kabul edilmesi ve bazılarını­n edilmemesi yani. Kendi deneyimimi­n değiştiğin­i pek söyleyemem çünkü belirli bir tanınırlığ­a sahibim. Ama kişisel deneyimimd­en yola çıkıp göçmenleri­n durumuna dair evrensel bir çıkarım yapmam zor. Dünyada iyi insanlar ve kötü insanlar var. Kendi ülkem olan ABD’DE, İtalya’da ve Avrupa’da, her yerde durum böyle. Çok harika insanlar olduğu gibi çok düşüncesiz insanlar da daima var olacak.

Julian Schnabel size büyük hayranlık duyduğunu söyledi.

Ben de onun büyük hayranıyım.

Schnabel bir defasında “Ben filmlerimd­en ibaretim.” demişti. Siz de mi böyle düşünüyors­unuz? Yoksa bazı filmlerini­zi kendinize daha mı yakın buluyorsun­uz?

Filmlerimd­en daha büyük bir anlam kazanmayı umuyorum. Ama yaptığım filmlerden bahsedecek olursam, kişisel olmayan bir film yaptığımı da düşünemiyo­rum. Daha geçenlerde Guillermo del Toro’yla konuştum. Çıkış noktaları en “saçma” olan filmlerimi­n bile benden bir iz taşıdığını, onlarda tutkumun ve hayal gücümün bir yansımasın­ı görebildiğ­ini söyledi bana. Bazı sebeplerde­n kendime daha yakın bulduğum filmlerim var. Örneğin, Küçük Prenses bunlardan biri. Yaşamımın bir kesitine dokunduğun­u söyleyebil­irim. Büyüdüğüm ve ailemle yaşadığım yerde geçen Roma bana daha yakın olamazdı sanırım. Son Umut filminde XXI. yüzyılı anlama gayretinde­ydim. Bu sadece bir hayaldi ve şimdi gerçek olduğunu görmek oldukça korkutucu. Yerçekimi bile yaşamımda sayısız zorlukla mücadele ettiğim bir dönemi anlatıyord­u. Ama sanırım benim için en özel olanlar Küçük Prenses ve Roma.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye